Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, 1982
BAŞLANGIÇ
Türk Vatanı ve Milletinin ebedî varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü
belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz
kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O’nun inkılâp ve ilkeleri
doğrultusunda;
Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak, Türkiye
Cumhuriyetinin ebedî varlığı, refahı, maddî ve manevî mutluluğu ile çağdaş medeniyet
düzeyine ulaşma azmi yönünde;
Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine
ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun,
bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş
hukuk düzeni dışına çıkamayacağı;
Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına
gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla
sınırlı medenî bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa
ve kanunlarda bulunduğu;
(Değişik: 3.10.2001-4709/1 md.) Hiçbir faaliyetin Türk millî menfaatlerinin,
Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihî
ve manevî değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılâpları ve medeniyetçiliğinin
karşısında korunma göremeyeceği ve lâiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din
duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı;
Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve
sosyal adalet gereklerince yararlanarak millî kültür, medeniyet ve hukuk düzeni
içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddî ve manevî varlığını bu yönde geliştirme
hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu;
Topluca Türk vatandaşlarının millî gurur ve iftiharlarda, millî sevinç ve kederlerde,
millî varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının
her türlü tecellisinde ortak olduğu, birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin
saygı, kar-şılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla ve “Yurtta sulh, cihanda
sulh” arzu ve inancı içinde, huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu;
FİKİR, İNANÇ VE KARARIYLA anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak
sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere,
TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet
sevgisine emanet ve tevdi olunur.
BİRİNCİ KISIM
Genel Esaslar
I. Devletin şekli
MADDE 1. – Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
II. Cumhuriyetin nitelikleri
MADDE 2. – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı
içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta
belirtilen temel ilke-lere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
III. Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti
MADDE 3. – Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili
Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Millî marşı “İstiklal Marşı”dır.
Başkenti Ankara’dır.
IV. Değiştirilemeyecek hükümler
MADDE 4. – Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu
hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü
maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
V. Devletin temel amaç ve görevleri
MADDE 5. – Devletin temel amaç ve görevleri, Türk Milletinin bağımsızlığını
ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmez-liğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak,
kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak
ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak
surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın
maddî ve manevî varlığının geliş-mesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.
VI. Egemenlik
MADDE 6. – Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir.
Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları
eliyle kullanır.
Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa
bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet
yetkisi kullanamaz.
VII. Yasama yetkisi
MADDE 7. – Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir.
Bu yetki devredilemez.
VIII. Yürütme yetkisi ve görevi
MADDE 8. – Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından,
Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.
IX. Yargı yetkisi
MADDE 9. – Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.
X. Kanun önünde eşitlik
MADDE 10. – Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç,
din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik
ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.
XI. Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü
MADDE 11. – Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını
ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.
Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.
İKİNCİ KISIM
Temel Haklar ve Ödevler
BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Hükümler
I. Temel hak ve hürriyetlerin niteliği
MADDE 12. – Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, dev-redilmez, vazgeçilmez
temel hak ve hürriyetlere sahiptir.
Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı
ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder.
II. Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması
MADDE 13. – (Değişik: 3.10.2001-4709/2 md.) Temel hak ve hürriyetler, özlerine
dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere
bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne
ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük
ilkesine aykırı olamaz.
III. Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması
MADDE 14. – (Değişik: 3.10.2001-4709/3 md.) Anaya-sada yer alan hak ve hürriyetlerden
hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan
haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan
faaliyetler biçiminde kullanılamaz.
Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel
hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş
şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak
şekilde yorumlanamaz.
Bu hükümlere aykırı faaliyette bulunanlar hakkında uygulanacak müeyyideler,
kanunla düzenlenir.
IV. Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması
MADDE 15. – Savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya ola-ğanüstü hallerde, milletlerarası
hukuktan doğan yükümlülükler ihlâl edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği
ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir
veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir.
Birinci fıkrada belirlenen durumlarda da, savaş hukukuna uygun fiiller sonucu
meydana gelen ölümler ile, ölüm cezalarının infazı dışında, kişinin yaşama hakkına,
maddî ve manevî varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce
ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve
cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar
kimse suçlu sayılamaz.
V. Yabancıların durumu
MADDE 16. – Temel hak ve hürriyetler, yabancılar için, milletlerarası hukuka
uygun olarak kanunla sınırlanabilir.
İKİNCİ BÖLÜM
Kişinin Hakları ve Ödevleri
I. Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı
MADDE 17. – Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına
sahiptir.
Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne
dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi tutulamaz.
Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan hay-siyetiyle bağdaşmayan bir
cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz.
Mahkemelerce verilen ölüm cezalarının yerine getirilmesi hali ile meşrû müdafaa
hali, yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi, bir tutuklu veya
hükümlünün kaçmasının ön-lenmesi, bir ayaklanma veya isyanın bastırılması, sıkıyönetim
veya olağanüstü hallerde yetkili merciin verdiği emirlerin uygulanması sırasında
silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği zorunlu durumlarda meydana gelen
öldürme fiilleri, birinci fıkra hükmü dışındadır.
II. Zorla çalıştırma yasağı
MADDE 18. – Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.
Şekil ve şartları kanunla düzenlenmek üzere hükümlülük veya tutukluluk süreleri
içindeki çalıştırmalar; olağanüstü hallerde vatandaşlardan istenecek hizmetler;
ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki
beden ve fikir çalışmaları, zorla çalıştırma sayılmaz.
III. Kişi hürriyeti ve güvenliği
MADDE 19. – Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.
Şekil ve şartları kanunda gösterilen :
Mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin
yerine getirilmesi; bir mahkeme kararının veya kanunda öngörülen bir yükümlülüğün
gereği olarak ilgili-nin yakalanması veya tutuklanması; bir küçüğün gözetim
altında ıslahı veya yetkili merci önüne çıkarılması için verilen bir kararın
yerine getirilmesi; toplum için tehlike teşkil eden bir akıl hastası, uyuşturucu
madde veya alkol tutkunu, bir serseri veya hastalık yayabilecek bir kişinin
bir müessesede tedavi, eğitim veya ıslahı için kanunda belirtilen esaslara uygun
olarak alınan tedbirin yerine getirilmesi; usulüne aykırı şekilde ülkeye girmek
isteyen veya giren ya da hakkında sınır dışı etme yahut geri verme kararı verilen
bir kişinin yakalanması veya tutuklanması; halleri dışında kimse hürriyetinden
yoksun bırakılamaz.
Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler, ancak kaçmalarını, delillerin
yokedilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı
zorunlu kılan ve kanunda gösterilen diğer hallerde hâkim kararıyla tutuklana-bilir.
Hâkim kararı olmadan yakalama, ancak suçüstü halinde veya gecikmesinde sakınca
bulunan hallerde yapılabilir; bunun şartlarını kanun gösterir.
Yakalanan veya tutuklanan kişilere, yakalama veya tutuklama sebepleri ve haklarındaki
iddialar herhalde yazılı ve bunun hemen mümkün olmaması halinde sözlü olarak
derhal, toplu suçlarda en geç hâkim huzuruna çıkarılıncaya kadar bildirilir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/4 md.) Yakalanan veya tutuklanan kişi, tutulma yerine
en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç kırksekiz saat
ve toplu olarak işlenen suçlarda en çok dört gün içinde hâkim önüne çıkarılır.
Kimse, bu süreler geçtikten sonra hâkim kararı olmaksızın hürriyetinden yoksun
bırakılamaz. Bu süreler olağanüstü hal, sıkıyönetim ve savaş hallerinde uzatılabilir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/4 md.) Kişinin yakalandığı veya tutuklandığı, yakınlarına
derhal bildirilir.
Tutuklanan kişilerin, makul süre içinde yargılanmayı ve soruşturma veya kovuşturma
sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları vardır. Serbest bırakılma ilgilinin
yargılama süre-since duruşmada hazır bulunmasını veya hükmün yerine geti-rilmesini
sağlamak için bir güvenceye bağlanabilir.
Her ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kişi, kısa sürede durumu hakkında
karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı halinde hemen serbest
bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına
sahiptir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/4 md.) Bu esaslar dışında bir işleme tâbi tutulan kişilerin
uğradıkları zarar, tazminat hukukunun genel prensiplerine göre, Devletçe ödenir.
IV. Özel hayatın gizliliği ve korunması
A. Özel hayatın gizliliği
MADDE 20. – Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme
hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile ha-yatının gizliliğine dokunulamaz. (Mülga
cümle: 3.10.2001-4709/5 md.)
(Değişik: 3.10.2001-4709/5 md.) Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin
önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve
özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak, usulüne
göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde
sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça;
kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz. Yetkili
merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim,
kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el
koyma kendiliğinden kalkar.
B. Konut dokunulmazlığı
MADDE 21. – (Değişik: 3.10.2001-4709/6 md.) Kimsenin konutuna dokunulamaz. Millî
güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın
korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri
veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine
bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili
kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin konutuna giri-lemez, arama
yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört
saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren
kırkse-kiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar.
C. Haberleşme hürriyeti
MADDE 22. – (Değişik: 3.10.2001-4709/7 md.) Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir.
Haberleşmenin gizliliği esastır.
Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel
ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden
biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça;
yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla
yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; haberleşme engellenemez ve
gizliliğine dokunulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli
hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi
halde, karar kendiliğinden kalkar.
İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda belirtilir.
V. Yerleşme ve seyahat hürriyeti
MADDE 23. – Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir.
Yerleşme hürriyeti, suç işlenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak,
sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ve kamu mallarını korumak;
Seyahat hürriyeti, suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini
önlemek;
Amaçlarıyla kanunla sınırlanabilir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/8 md.) Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, vatandaşlık
ödevi ya da ceza soruşturması veya kovuşturması sebebiyle sınırlanabilir.
Vatandaş sınır dışı edilemez ve yurda girme hakkından yoksun bırakılamaz.
VI. Din ve vicdan hürriyeti
MADDE 24. – Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.
14 üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla iba-det, dinî âyin ve törenler
serbesttir.
Kimse, ibadete, dinî âyin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini
açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.
Din ve ahlâk eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır.
Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve orta-öğretim kurumlarında okutulan zorunlu
dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin
kendi isteğine, küçüklerin de kanunî temsilcisinin talebine bağlıdır.
Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî te-mel düzenini kısmen
de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz
sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut
dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.
VII. Düşünce ve kanaat hürriyeti
MADDE 25. – Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir.
Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya
zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.
VIII. Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti
MADDE 26. – Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla
tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet
resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini
de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan
yayımların izin sistemine bağ-lanmasına engel değildir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/9 md.) Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik,
kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi
ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların
cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması,
başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun
öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun
olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.
(Üçüncü fıkra mülga: 3.10.2001-4709/9 md.)
Haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici hükümler,
bunların yayımını engellememek kaydıyla, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin
sınırlanması sayılmaz.
(Ek: 3.10.2001-4709/9 md.) Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanılmasında
uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir.
IX. Bilim ve sanat hürriyeti
MADDE 27. – Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama,
yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir.
Yayma hakkı, Anayasanın 1 inci, 2 nci ve 3 üncü maddeleri hükümlerinin değiştirilmesini
sağlamak amacıyla kullanılamaz.
Bu madde hükmü yabancı yayınların ülkeye girmesi ve dağıtımının kanunla düzenlenmesine
engel değildir.
X. Basın ve yayımla ilgili hükümler
A. Basın hürriyeti
MADDE 28. – Basın hürdür, sansür edilemez. Basımevi kurmak izin alma ve malî
teminat yatırma şartına bağlanamaz.
(İkinci fıkra Mülga: 3.10.2001-4709/10 md.)
Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır.
Basın hürriyetinin sınırlanmasında, Anayasanın 26 ve 27 nci maddeleri hükümleri
uygulanır.
Devletin iç ve dış güvenliğini, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü tehdit
eden veya suç işlemeye ya da ayaklanma veya isyana teşvik eder nitelikte olan
veya Devlete ait gizli bilgilere ilişkin bulunan her türlü haber veya yazıyı,
yazanlar veya bastıranlar veya aynı amaçla, basanlar, başkasına verenler, bu
suçlara ait kanun hükümleri uyarınca sorumlu olurlar. Tedbir yolu ile dağıtım
hâkim kararıyla; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça yetkili
kıldığı merciin emriyle önlenebilir. Dağıtımı önleyen yetkili merci, bu kararını
en geç yirmidört saat içinde yetkili hâkime bildirir. Yetkili hâkim bu kararı
en geç kırksekiz saat içinde onaylamazsa, dağıtımı ön-leme kararı hükümsüz sayılır.
Yargılama görevinin amacına uygun olarak yerine getiril-mesi için, kanunla belirtilecek
sınırlar içinde, hâkim tarafından verilen kararlar saklı kalmak üzere, olaylar
hakkında yayım ya-sağı konamaz.
Süreli veya süresiz yayınlar, kanunun gösterdiği suçların soruşturma veya kovuşturmasına
geçilmiş olması hallerinde hâkim kararıyla; Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlüğünün, millî güvenliğin, kamu düzeninin, genel ahlâkın korunması ve suçların
önlenmesi bakımından gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça
yetkili kıldığı merciin emriyle toplatılabilir. Toplatma kararı veren yetkili
merci, bu kararını en geç yirmidört saat içinde yetkili hâkime bildirir; hâkim
bu kararı en geç kırksekiz saat içinde onaylamazsa, toplatma kararı hükümsüz
sayılır.
Süreli veya süresiz yayınların suç soruşturma veya kovuşturması sebebiyle zapt
ve müsaderesinde genel hükümler uygulanır.
Türkiye’de yayımlanan süreli yayınlar, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlüğüne, Cumhuriyetin temel ilkele-rine, millî güvenliğe ve genel ahlâka
aykırı yayımlardan mah-kûm olma halinde, mahkeme kararıyla geçici olarak kapatılabilir.
Kapatılan süreli yayının açıkça devamı niteliğini taşıyan her türlü yayın yasaktır;
bunlar hâkim kararıyla toplatılır.
B. Süreli ve süresiz yayın hakkı
MADDE 29. – Süreli veya süresiz yayın önceden izin alma ve malî teminat yatırma
şartına bağlanamaz.
Süreli yayın çıkarabilmek için kanunun gösterdiği bilgi ve belgelerin, kanunda
belirtilen yetkili mercie verilmesi yeterlidir. Bu bilgi ve belgelerin kanuna
aykırılığının tespiti halinde yet-kili merci, yayının durdurulması için mahkemeye
başvurur.
Süreli yayınların çıkarılması, yayım şartları, malî kaynak-ları ve gazetecilik
mesleği ile ilgili esaslar kanunla düzenlenir. Kanun, haber, düşünce ve kanaatlerin
serbestçe yayımlanmasını engelleyici veya zorlaştırıcı siyasal, ekonomik, malî
ve teknik şartlar koyamaz.
Süreli yayınlar, Devletin ve diğer kamu tüzelkişilerinin veya bunlara bağlı
kurumların araç ve imkânlarından eşitlik esasına göre yararlanır.
C. Basın araçlarının korunması
MADDE 30. – Kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan basımevi ve
eklentileri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, Cumhuriyetin
temel ilkeleri ve millî güvenlik aleyhinde işlenmiş bir suçtan mahkûm olma hali
hariç, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez ve işletilmekten
alıkonulamaz.
D. Kamu tüzelkişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme araçlarından yararlanma
hakkı
MADDE 31. – Kişiler ve siyasî partiler, kamu tüzelkişilerinin elindeki basın
dışı kitle haberleşme ve yayım araçlarından yararlanma hakkına sahiptir. Bu
yararlanmanın şartları ve usulleri kanunla düzenlenir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/11 md.) Kanun, millî güvenlik, kamu düzeni, genel ahlâk
ve sağlığın korunması sebepleri dışında, halkın bu araçlarla haber almasını,
düşünce ve kanaatlere ulaşmasını ve kamuoyunun serbestçe oluşmasını engelleyici
kayıtlar koyamaz.
E. Düzeltme ve cevap hakkı
MADDE 32. – Düzeltme ve cevap hakkı, ancak kişilerin haysiyet ve şereflerine
dokunulması veya kendileriyle ilgili gerçeğe aykırı yayınlar yapılması hallerinde
tanınır ve kanunla düzenlenir.
Düzeltme ve cevap yayımlanmazsa, yayımlanmasının gerekip gerekmediğine hâkim
tarafından ilgilinin müracaat tarihinden itibaren en geç yedi gün içerisinde
karar verilir.
XI. Toplantı hak ve hürriyetleri
A. Dernek kurma hürriyeti
MADDE 33. – (Değişik: 23.7.1995-4121/2 md.; 3.10.2001-4709/12 md.) Herkes, önceden
izin almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olma ya da üyelikten çıkma hürriyetine
sahiptir.
Hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve dernekte üye kalmaya zorlanamaz.
Dernek kurma hürriyeti ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin
önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâk ile başkalarının hürriyetlerinin korunması
sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir.
Dernek kurma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller
kanunda gösterilir.
Dernekler, kanunun öngördüğü hallerde hâkim kararıyla kapatılabilir veya faaliyetten
alıkonulabilir. Ancak, millî güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini veya
suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca
varsa, kanunla bir merci, derneği faaliyetten men ile yetkilendirilebilir. Bu
merciin kararı, yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim,
kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, bu idarî karar kendiliğinden
yürürlükten kalkar.
Birinci fıkra hükmü, Silahlı Kuvvetler ve kolluk kuvvetleri mensuplarına ve
görevlerinin gerektirdiği ölçüde Devlet memurlarına kanunla sınırlamalar getirilmesine
engel değildir.
Bu madde hükümleri vakıflarla ilgili olarak da uygulanır.
B. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı
MADDE 34. – (Değişik: 3.10.2001-4709/13 md.) Herkes, önceden izin almadan, silahsız
ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin
önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin
korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak
şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.
XII. Mülkiyet hakkı
MADDE 35. – Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırla-nabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.
XIII. Hakların korunması ile ilgili hükümler
A. Hak arama hürriyeti
MADDE 36. – (Değişik: 3.10.2001-4709/14 md.) Herkes, meşrû vasıta ve yollardan
faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia
ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.
Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.
B. Kanunî hâkim güvencesi
MADDE 37. – Hiç kimse kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.
Bir kimseyi kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma sonucunu
doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz.
C. Suç ve cezalara ilişkin esaslar
MADDE 38. – Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı
bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç
için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki
fıkra uygulanır.
Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.
Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayı-lamaz.
Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suç-layan bir beyanda
bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
(Ek: 3.10.2001-4709/15 md.) Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil
olarak kabul edilemez.
Ceza sorumluluğu şahsîdir.
(Ek: 3.10.2001-4709/15 md.) Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü
yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.
(Ek: 3.10.2001-4709/15 md.) Savaş, çok yakın savaş tehdidi ve terör suçları
halleri dışında ölüm cezası verilemez.
Genel müsadere cezası verilemez.
İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz.
Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.
Vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye geri verilemez.
XIV. İspat hakkı
MADDE 39. – Kamu görev ve hizmetinde bulunanlara karşı, bu görev ve hizmetin
yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılan isnatlardan dolayı açılan hakaret
davalarında, sanık, isnadın doğruluğunu ispat hakkına sahiptir. Bunun dışındaki
hallerde ispat isteminin kabulü, ancak isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının
anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikâyetçinin ispata razı olmasına
bağlıdır.
XV. Temel hak ve hürriyetlerin korunması
MADDE 40. – Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlâl edilen herkes, yetkili
makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir.
(Ek: 3.10.2001-4709/16 md.) Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun
yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.
Kişinin, resmî görevliler tarafından vâki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar
da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye
rücu hakkı saklıdır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler
I. Ailenin korunması
MADDE 41. – (Değişik: 3.10.2001-4709/17 md.) Aile, Türk toplumunun temelidir
ve eşler arasında eşitliğe dayanır.
Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması
ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri
alır, teşkilâtı kurar.
II. Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi
MADDE 42. – Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.
Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir.
Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim
ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu
esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.
Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz.
İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında
parasızdır.
Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, Devlet okulları ile
erişilmek istenen seviyeye uygun olarak, kanunla düzenlenir.
Devlet, maddî imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini sürdürebilmeleri
amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar. Devlet, durumları
sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri
alır.
Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma ve inceleme
ile ilgili faaliyetler yürütülür. Bu faali-yetler her ne suretle olursa olsun
engellenemez.
Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına
ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim ve öğretim kurumlarında
okutulacak yabancı diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okulların
tâbi olacağı esaslar kanunla düzenlenir. Milletlerarası andlaşma hükümleri saklıdır.
III. Kamu yararı
A. Kıyılardan yararlanma
MADDE 43. – Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.
Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil
şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu ya-rarı gözetilir.
Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin
bu yerlerden yararlanma imkân ve şartları ka-nunla düzenlenir.
B. Toprak mülkiyeti
MADDE 44. – Devlet, toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek,
erozyonla kaybedilmesini önlemek ve topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan
çiftçilikle uğraşan köylüye toprak sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri alır.
Ka-nun, bu amaçla, değişik tarım bölgeleri ve çeşitlerine göre top-rağın genişliğini
tespit edebilir. Topraksız olan veya yeter top-rağı bulunmayan çiftçiye toprak
sağlanması, üretimin düşü-rülmesi, ormanların küçülmesi ve diğer toprak ve yeraltı
servetlerinin azalması sonucunu doğuramaz.
Bu amaçla dağıtılan topraklar bölünemez, miras hükümleri dışında başkalarına
devredilemez ve ancak dağıtılan çiftçilerle mirasçıları tarafından işletilebilir.
Bu şartların kaybı halinde, dağıtılan toprağın Devletçe geri alınmasına ilişkin
esaslar kanunla düzenlenir.
C. Tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunması
MADDE 45. – Devlet, tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını
ve tahribini önlemek, tarımsal üretim planlaması ilkelerine uygun olarak bitkisel
ve hayvansal üretimi artırmak maksadıyla, tarım ve hayvancılıkla uğraşanların
işletme araç ve gereçlerinin ve diğer girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırır.
Devlet, bitkisel ve hayvansal ürünlerin değerlendirilmesi ve gerçek değerlerinin
üreticinin eline geçmesi için gereken tedbirleri alır.
D. Kamulaştırma
MADDE 46. – (Değişik: 3.10.2001-4709/18 md.) Devlet ve kamu tüzelkişileri; kamu
yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla,
özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla
gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar
kurmaya yetkilidir.
Kamulaştırma bedeli ile kesin hükme bağlanan artırım bedeli nakden ve peşin
olarak ödenir. Ancak, tarım reformunun uygulanması, büyük enerji ve sulama projeleri
ile iskân projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların
korunması ve turizm amacıyla kamulaştırılan toprakların bedellerinin ödenme
şekli kanunla gösterilir. Kanunun taksitle ödemeyi öngörebileceği bu hallerde,
taksitlendirme süresi beş yılı aşamaz; bu takdirde taksitler eşit olarak ödenir.
Kamulaştırılan topraktan, o toprağı doğrudan doğruya işleten küçük çiftçiye
ait olanlarının bedeli, her halde peşin ödenir.
İkinci fıkrada öngörülen taksitlendirmelerde ve herhangi bir sebeple ödenmemiş
kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz uygulanır.
E. Devletleştirme ve özelleştirme (*)
MADDE 47. – Kamu hizmeti niteliği taşıyan özel teşebbüsler, kamu yararının zorunlu
kıldığı hallerde devletleşti-rilebilir.
Devletleştirme gerçek karşılığı üzerinden yapılır. Gerçek karşılığın hesaplanma
tarzı ve usulleri kanunla düzenlenir.
(Ek: 13.8.1999-4446/1 md.) Devletin, kamu iktisadî teşebbüslerinin ve diğer
kamu tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan işletme ve varlıkların özelleştirilmesine
ilişkin esas ve usuller kanunla gösterilir.
(Ek: 13.8.1999-4446/1 md.) Devlet, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu
tüzelkişileri tarafından yürütülen yatırım ve hizmetlerden hangilerinin özel
hukuk sözleşmeleri ile gerçek veya tüzelkişilere yaptırılabileceği veya devredilebileceği
kanunla belirlenir.
IV. Çalışma ve sözleşme hürriyeti
MADDE 48. – Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir.
Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.
Devlet, özel teşebbüslerin millî ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun
yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri
alır.
V. Çalışma ile ilgili hükümler
A. Çalışma hakkı ve ödevi
MADDE 49. – Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/19 md.) Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek,
çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı
desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma
barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.
(Üçüncü fıkra mülga: 3.10.2001-4709/19 md.)
B. Çalışma şartları ve dinlenme hakkı
MADDE 50. – Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uyma-yan işlerde çalıştırılamaz.
Küçükler ve kadınlar ile bedenî ve ruhî yetersizliği olanlar çalışma şartları
bakımından özel olarak korunurlar.
Dinlenmek, çalışanların hakkıdır.
Ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartları kanunla
düzenlenir.
C. Sendika kurma hakkı
MADDE 51. – (Değişik: 3.10.2001-4709/20 md.) Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin
çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek
için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe
üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya
üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.
Sendika kurma hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi,
genel sağlık ve genel ahlâk ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması
sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir.
Sendika kurma hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda
gösterilir.
Aynı zamanda ve aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olunamaz.
İşçi niteliği taşımayan kamu görevlilerinin bu alandaki haklarının kapsam, istisna
ve sınırları gördükleri hizmetin niteliğine uygun olarak kanunla düzenlenir.
Sendika ve üst kuruluşlarının tüzükleri, yönetim ve işleyişleri, Cumhuriyetin
temel niteliklerine ve demokrasi esaslarına aykırı olamaz.
D. Sendikal faaliyet
MADDE 52. – (Mülga: 23.7.1995-4121/3 md.)
VI. Toplu iş sözleşmesi, grev hakkı ve lokavt
A. Toplu iş sözleşmesi hakkı
MADDE 53. – İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını
ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına
sahiptirler.
Toplu iş sözleşmesinin nasıl yapılacağı kanunla düzenlenir.
(Ek: 23.7.1995-4121/4 md.) 128 inci maddenin ilk fıkrası kapsamına giren kamu
görevlilerinin kanunla kendi aralarında kurmalarına cevaz verilecek olan ve
bu maddenin birinci ve ikinci fıkraları ile 54 üncü madde hükümlerine tabi olmayan
sendikalar ve üst kuruluşları, üyeleri adına yargı mercilerine başvurabilir
ve İdareyle amaçları doğrultusunda toplu görüşme yapabilirler. Toplu görüşme
sonunda anlaşmaya varılırsa düzenlenecek mutabakat metni taraflarca imzalanır.
Bu mutabakat metni, uygun idarî veya kanunî düzenlemenin yapılabilmesi için
Bakanlar Kurulunun takdirine sunulur. Toplu görüşme sonunda mutabakat metni
imzalanmamışsa anlaşma ve anlaşmazlık noktaları da taraflarca imzalanacak bir
tutanakla Bakanlar Kurulunun takdirine sunulur. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin
usuller kanunla düzenlenir.
Aynı işyerinde, aynı dönem için, birden fazla toplu iş sözleşmesi yapılamaz
ve uygulanamaz.
B. Grev hakkı ve lokavt
MADDE 54. – Toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında, uyuşmazlık çıkması halinde
işçiler grev hakkına sahiptirler. Bu hakkın kullanılmasının ve işverenin lokavta
başvurmasının usul ve şartları ile kapsam ve istisnaları kanunla düzenlenir.
Grev hakkı ve lokavt iyi niyet kurallarına aykırı tarzda, toplum zararına ve
millî serveti tahrip edecek şekilde kullanılamaz.
Grev esnasında greve katılan işçilerin ve sendikanın kasıtlı veya kusurlu hareketleri
sonucu, grev uygulanan işyerinde sebep oldukları maddî zarardan sendika sorumludur.
Grev ve lokavtın yasaklanabileceği veya ertelenebileceği haller ve işyerleri
kanunla düzenlenir.
Grev ve lokavtın yasaklandığı hallerde veya ertelendiği durumlarda ertelemenin
sonunda, uyuşmazlık Yüksek Hakem Kurulunca çözülür. Uyuşmazlığın her safhasında
taraflar da anlaşarak Yüksek Hakem Kuruluna başvurabilir. Yüksek Ha-kem Kurulunun
kararları kesindir ve toplu iş sözleşmesi hükmündedir.
Yüksek Hakem Kurulunun kuruluş ve görevleri kanunla düzenlenir.
Siyasî amaçlı grev ve lokavt, dayanışma grev ve lokavtı, genel grev ve lokavt,
işyeri işgali, işi yavaşlatma, verim düşürme ve diğer direnişler yapılamaz.
Greve katılmayanların işyerinde çalışmaları, greve katılanlar tarafından hiçbir
şekilde engellenemez.
VII. Ücrette adalet sağlanması
MADDE 55. – Ücret emeğin karşılığıdır.
Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve
diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır.
(Değişik: 3.10.2001-4709/21 md.) Asgarî ücretin tespitinde çalışanların geçim
şartları ile ülkenin ekonomik durumu da gözönünde bulundurulur.
VIII. Sağlık, çevre ve konut
A. Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması
MADDE 56. – Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.
Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin
ve vatandaşların ödevidir.
Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak;
insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek
amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler.
Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından
yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir.
Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel
sağlık sigortası kurulabilir.
B. Konut hakkı
MADDE 57. – Devlet, şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir
planlama çerçevesinde, konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca
toplu konut teşebbüslerini destekler.
IX. Gençlik ve spor
A. Gençliğin korunması
MADDE 58. – Devlet, istiklâl ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müsbet
ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda ve Devletin ülkesi
ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere
karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır.
Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar
ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri
alır.
B. Sporun geliştirilmesi
MADDE 59. – Devlet, her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını
geliştirecek tedbirleri alır, sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder.
Devlet başarılı sporcuyu korur.
X. Sosyal güvenlik hakları
A. Sosyal güvenlik hakkı
MADDE 60. – Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir.
Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar.
B. Sosyal güvenlik bakımından özel olarak korunması gerekenler
MADDE 61. – Devlet, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleriyle, malûl ve
gazileri korur ve toplumda kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlar.
Devlet, sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı
tedbirleri alır.
Yaşlılar, Devletçe korunur. Yaşlılara Devlet yardımı ve sağlanacak diğer haklar
ve kolaylıklar kanunla düzenlenir.
Devlet, korunmaya muhtaç çocukların topluma kazandırılması için her türlü tedbiri
alır.
Bu amaçlarla gerekli teşkilat ve tesisleri kurar veya kurdurur.
C. Yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşları
MADDE 62. – Devlet, yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşlarının aile birliğinin,
çocuklarının eğitiminin, kültürel ihtiyaçlarının ve sosyal güvenliklerinin sağlanması,
anavatanla bağlarının korunması ve yurda dönüşlerinde yardımcı olunması için
gereken tedbirleri alır.
XI. Tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunması
MADDE 63. – Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını
sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır.
Bu varlıklar ve değerlerden özel mülkiyet konusu olanlara getirilecek sınırlamalar
ve bu nedenle hak sahiplerine yapılacak yardımlar ve tanınacak muafiyetler kanunla
düzenlenir.
XII. Sanatın ve sanatçının korunması
MADDE 64. – Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin
ve sanatçının korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin
yayılması için gereken tedbirleri alır.
XIII. Devletin iktisadî ve sosyal ödevlerinin sınırları(*)
MADDE 65. – (Değişik: 3.10.2001-4709/22 md.) Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda
Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri
gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Siyasî Haklar ve Ödevler
I. Türk vatandaşlığı
MADDE 66. – Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.
Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türktür. (Son cümle mülga: 3.10.2001-4709/23
md.)
Vatandaşlık, kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve ancak kanunda belirtilen
hallerde kaybedilir.
Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde bulunmadıkça vatandaşlıktan
çıkarılamaz.
Vatandaşlıktan çıkarma ile ilgili karar ve işlemlere karşı yargı yolu kapatılamaz.
II. Seçme, seçilme ve siyasî faaliyette bulunma hakları
MADDE 67. – Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak, seçme, seçilme
ve bağımsız olarak veya bir siyasî parti içinde siyasî faaliyette bulunma ve
halkoylamasına katılma hakkına sahiptir.
(Değişik: 23.7.1995-4121/5 md.) Seçimler ve halkoylaması serbest, eşit, gizli,
tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı yönetim ve
denetimi altında yapılır. Ancak, yurt dışında bulunan Türk vatandaşlarının oy
hakkını kullanabilmeleri amacıyla kanun, uygulanabilir tedbirleri belirler.
(Değişik: 17.5.1987-3361/1 md.; 23.7.1995-4121/5 md.) Onsekiz yaşını dolduran
her Türk vatandaşı seçme ve halkoylamasına katılma haklarına sahiptir.
Bu hakların kullanılması kanunla düzenlenir.
(Değişik: 23.7.1995-4121/5 md.; 3.10.2001-4709/24 md.) Silah altında bulunan
er ve erbaşlar ile askerî öğrenciler, taksirli suçlardan hüküm giyenler hariç
ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler oy kullanamazlar. Ceza infaz kurumları
ve tutukevlerinde oy kullanılması ve oyların sayım ve dökümünde seçim emniyeti
açısından alınması gerekli tedbirler Yüksek Seçim Kurulu tarafından tespit edilir
ve görevli hâkimin yerinde yönetim ve denetimi altında yapılır.
(Ek: 23.7.1995-4121/5 md.) Seçim kanunları, temsilde adalet ve yönetimde istikrar
ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir.
(Ek: 3.10.2001-4709/24 md.) Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz.
III. Siyasî partilerle ilgili hükümler (*)
A. Parti kurma, partilere girme ve partilerden ayrılma
MADDE 68. – (Değişik: 23.7.1995-4121/6 md.) Vatandaşlar, siyasî parti kurma
ve usulüne göre partilere girme ve partilerden ayrılma hakkına sahiptir. Parti
üyesi olabilmek için onsekiz yaşını doldurmuş olmak gerekir.
Siyasî partiler, demokratik siyasî hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır.
Siyasî partiler önceden izin almadan kurulurlar ve Anayasa ve kanun hükümleri
içerisinde faaliyetlerini sürdürürler.
Siyasî partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, devletin bağımsızlığına,
ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk
devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve lâik Cumhuriyet ilkelerine
aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü
savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez.
Hâkimler ve savcılar, Sayıştay dahil yüksek yargı organları mensupları, kamu
kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri, yaptıkları hizmet bakımından
işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, Silahlı Kuvvetler mensupları
ile yükseköğretim öncesi öğrencileri siyasî partilere üye olamazlar.
Yükseköğretim elemanlarının siyasî partilere üye olmaları ancak kanunla düzenlenebilir.
Kanun bu elemanların, siyasî partilerin merkez organları dışında kalan parti
görevi almalarına cevaz veremez ve parti üyesi yükseköğretim elemanlarının yükseköğretim
kurumlarında uyacakları esasları belirler.
Yükseköğretim öğrencilerinin siyasî partilere üye olabilmelerine ilişkin esaslar
kanunla düzenlenir.
Siyasî partilere, Devlet, yeterli düzeyde ve hakça malî yardım yapar. Partilere
yapılacak yardımın, alacakları üye aidatının ve bağışların tabi olduğu esaslar
kanunla düzenlenir.
B. Siyasî partilerin uyacakları esaslar
MADDE 69. – (Değişik: 23.7.1995-4121/7 md.) Siyasî partilerin faaliyetleri,
parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur. Bu ilkelerin
uygulanması kanunla düzenlenir.
Siyasî partiler, ticarî faaliyetlere girişemezler.
Siyasî partilerin gelir ve giderlerinin amaçlarına uygun olması gereklidir.
Bu kuralın uygulanması kanunla düzenlenir. Anayasa Mahkemesince siyasî partilerin
mal edinimleri ile gelir ve giderlerinin kanuna uygunluğunun tespiti, bu hususun
denetim yöntemleri ve aykırılık halinde uygulanacak yaptırımlar kanunda gösterilir.
Anayasa Mahkemesi, bu denetim görevini yerine getirirken Sayıştaydan yardım
sağlar. Anayasa Mahkemesinin bu denetim sonunda vereceği kararlar kesindir.
Siyasî partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Baş-savcısının açacağı dava
üzerine Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara bağlanır.
Bir siyasî partinin tüzüğü ve programının 68 inci maddenin dördüncü fıkrası
hükümlerine aykırı bulunması halinde temelli kapatma kararı verilir.
Bir siyasî partinin 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden
ötürü temelli kapatılmasına, ancak, onun bu nitelikteki fiillerin işlendiği
bir odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar
verilir. (Ek cümle: 3.10.2001-4709/25 md.) Bir siyasî parti, bu nitelikteki
fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin
büyük kongre veya genel başkan veya merkez karar veya yönetim organları veya
Türkiye Büyük Millet Meclisindeki grup genel kurulu veya grup yönetim kurulunca
zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti
organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz konusu fiillerin odağı
haline gelmiş sayılır.
(Ek: 3.10.2001-4709/25 md.) Anayasa Mahkemesi, yukarıdaki fıkralara göre temelli
kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasî partinin
Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir.
Temelli kapatılan bir parti bir başka ad altında kurulamaz.
Bir siyasî partinin temelli kapatılmasına beyan veya faa-liyetleriyle sebep
olan kurucuları dahil üyeleri, Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin
kesin kararının Resmî Gazetede gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak
beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi
olamazlar.
Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan
gerçek ve tüzelkişilerden maddî yardım alan siyasî partiler temelli olarak kapatılır.
(Değişik: 3.10.2001-4709/25 md.) Siyasî partilerin kuruluş ve çalışmaları, denetlenmeleri,
kapatılmaları ya da Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmaları
ile siyasî partilerin ve adayların seçim harcamaları ve usulleri yukarıdaki
esaslar çerçevesinde kanunla düzenlenir.
IV. Kamu hizmetlerine girme hakkı
A. Hizmete girme
MADDE 70. – Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir.
Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez.
B. Mal bildirimi
MADDE 71. – Kamu hizmetine girenlerin mal bildiriminde bulunmaları ve bu bildirimlerin
tekrarlanma süreleri kanunla düzenlenir. Yasama ve yürütme organlarında görev
alanlar, bundan istisna edilemez.
V. Vatan hizmeti
MADDE 72. – Vatan hizmeti, her Türkün hakkı ve ödevidir. Bu hizmetin Silahlı
Kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş
sayılacağı kanunla düzenlenir.
VI. Vergi ödevi
MADDE 73. – Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi
ödemekle yükümlüdür.
Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır.
Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir
veya kaldırılır.
Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle
oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar
içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir.
VII. Dilekçe hakkı
MADDE 74. – (Değişik: 3.10.2001-4709/26 md.) Vatandaşlar ve karşılıklılık esası
gözetilmek kaydıyla Türkiye’de ikamet eden yabancılar kendileriyle veya kamu
ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük
Millet Meclisine yazı ile başvurma hakkına sahiptir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/26 md.) Kendileriyle ilgili başvurmaların sonucu, gecikmeksizin
dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilir.
Bu hakkın kullanılma biçimi kanunla düzenlenir.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Cumhuriyetin Temel Organları
BİRİNCİ BÖLÜM
Yasama
I. Türkiye Büyük Millet Meclisi
A. Kuruluşu
MADDE 75. – (Değişik: 17.5.1987 - 3361/2 md; 23.7.1995 - 4121/8 md.) Türkiye
Büyük Millet Meclisi genel oyla seçilen beşyüzelli milletvekilinden oluşur.
B. Milletvekili seçilme yeterliliği
MADDE 76. – Otuz yaşını dolduran her Türk milletvekili seçilebilir.
(Değişik: 27.12.2002 - 4777/1 md.) En az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar,
yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar, kamu hizmetinden yasaklılar,
taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına
hüküm giymiş olanlar; zimmet, ihtilâs, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık,
sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla,
kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını
açığa vurma, terör eylemlerine katılma ve bu gibi tahrik ve teşvik suçlarından
biriyle hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler.
Hâkimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, yükseköğretim kurumlarındaki
öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu üyeleri, kamu kurum ve kuruluşlarının
memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği
taşımayan diğer kamu görevlileri ve Silahlı Kuvvetler mensupları, görevlerinden
çekilmedikçe, aday olamazlar ve milletvekili seçilemezler.
C. Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçim dönemi
MADDE 77. –Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçimleri beş yılda bir yapılır.
Meclis, bu süre dolmadan seçimin yenilenmesine karar verebileceği gibi, Anayasada
belirtilen şartlar altında Cumhur-başkanınca verilecek karara göre de seçimler
yenilenir. Süresi biten milletvekili yeniden seçilebilir.
Yenilenmesine karar verilen Meclisin yetkileri, yeni Meclisin seçilmesine kadar
sürer.
D. Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin geriye bırakılması ve ara seçimleri
MADDE 78. – Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, Türkiye
Büyük Millet Meclisi, seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir.
Geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa, erteleme kararındaki usule göre bu
işlem tekrarlanabilir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliklerinde boşalma olma-sı halinde, ara seçime
gidilir. Ara seçim, her seçim döneminde bir defa yapılır ve genel seçimden otuz
ay geçmedikçe ara seçime gidilemez. Ancak, boşalan üyeliklerin sayısı, üye tamsayı-sının
yüzde beşini bulduğu hallerde, ara seçimlerinin üç ay için-de yapılmasına karar
verilir.
Genel seçimlere bir yıl kala, ara seçimi yapılamaz.
E. Seçimlerin genel yönetim ve denetimi
MADDE 79. – Seçimler, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır.
Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü
ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra
seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikâyet ve itirazları inceleme
ve kesin karara bağlama ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını
kabul etme görevi Yüksek Seçim Kurulunundur. Yüksek Seçim Kurulunun kararları
aleyhine başka bir mercie başvurulamaz.
Yüksek Seçim Kurulunun ve diğer seçim kurullarının görev ve yetkileri kanunla
düzenlenir.
Yüksek Seçim Kurulu yedi asıl ve dört yedek üyeden oluşur. Üyelerin altısı Yargıtay,
beşi Danıştay Genel Kurullarınca kendi üyeleri arasından üye tamsayılarının
salt çoğunluğunun gizli oyu ile seçilir. Bu üyeler, salt çoğunluk ve gizli oyla
aralarından bir başkan ve bir başkanvekili seçerler.
Yüksek Seçim Kuruluna Yargıtay ve Danıştaydan seçilmiş üyeler arasından ad çekme
ile ikişer yedek üye ayrılır. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı ve Başkanvekili ad
çekmeye girmezler.
Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların halkoyuna sunulması işlemlerinin
genel yönetim ve denetimi de milletvekili seçimlerinde uygulanan hükümlere göre
olur.
F. Üyelikle ilgili hükümler
1. Milletin temsili
MADDE 80. – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, seçildikleri bölgeyi veya
kendilerini seçenleri değil, bütün Milleti temsil ederler.
2. Andiçme
MADDE 81. – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, göreve başlarken aşağıdaki
şekilde andiçerler :
“Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bö-lünmez bütünlüğünü,
milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne,
demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma;
top-lumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin
insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya
sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine
andiçerim.”
3. Üyelikle bağdaşmayan işler
MADDE 82. – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Devlet ve diğer kamu tüzelkişilerinde
ve bunlara bağlı kuruluşlarda; Devletin veya diğer kamu tüzelkişilerinin doğrudan
doğruya ya da dolaylı olarak katıldığı teşebbüs ve ortaklıklarda; özel gelir
kaynakları ve özel imkânları kanunla sağlanmış kamu yararına çalışan derneklerin
ve Devletten yardım sağlayan ve vergi muafiyeti olan vakıfların, kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşları ile sendikalar ve bunların üst kuruluşlarının
ve katıldıkları teşebbüs veya ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında
görev alamazlar, vekili olamazlar, herhangi bir taahhüt işini doğrudan veya
dolaylı olarak kabul edemezler, temsilcilik ve hakemlik yapamazlar.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, yürütme organının teklif, inha, atama
veya onamasına bağlı resmî veya özel herhangi bir işle görevlendirilemezler.
Bir üyenin belli konuda ve altı ayı aşmamak üzere Bakanlar Kurulunca verilecek
geçici bir görevi kabul etmesi, Meclisin kararına bağlıdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği ile bağdaşmayan di-ğer görev ve işler kanunla
düzenlenir.
4. Yasama dokunulmazlığı
MADDE 83. – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Meclis çalışmalarındaki oy
ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık
Divanının teklifi üzerine Meclisce başka bir karar alınmadıkça bunları Meclis
dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar.
Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin
kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz.
Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış
olmak kaydıyla Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır.
Ancak, bu halde yetkili makam, durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük
Millet Meclisine bildirmek zorundadır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi hakkında, seçiminden önce veya sonra verilmiş
bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır;
üyelik süresince zama-naşımı işlemez.
Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma, Meclisin yeniden
dokunulmazlığını kaldırmasına bağlıdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisindeki siyasî parti gruplarınca, yasama dokunulmazlığı
ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz.
5. Milletvekilliğinin düşmesi (*)
MADDE 84. – (Değişik: 23.7.1995 - 4121/9 md.) İstifa eden milletvekilinin milletvekilliğinin
düşmesi, istifanın geçerli olduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanınca
tespit edildikten sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca kararlaştırılır.
Milletvekilliğinin kesin hüküm giyme veya kısıtlanma halinde düşmesi, bu husustaki
kesin mahkeme kararının Genel Kurula bildirilmesiyle olur.
82 nci maddeye göre milletvekilliğiyle bağdaşmayan bir görev veya hizmeti sürdürmekte
ısrar eden milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesine, yetkili komisyonun
bu durumu tespit eden raporu üzerine Genel Kurul gizli oyla karar verir.
Meclis çalışmalarına özürsüz veya izinsiz olarak bir ay içerisinde toplam beş
birleşim günü katılmayan milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesine, durumun
Meclis Başkanlık Divanınca tespit edilmesi üzerine, Genel Kurulca üye tamsayısının
salt çoğunluğunun oyuyla karar verilebilir.
Partisinin temelli kapatılmasına beyan ve eylemleriyle se-bep olduğu Anayasa
Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararında belirtilen milletvekilinin
milletvekilliği, bu kararın Resmî Gazetede gerekçeli olarak yayımlandığı tarihte
sona erer. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı bu kararın gereğini derhal
yerine getirip Genel Kurula bilgi sunar.
6. İptal istemi
MADDE 85. – (Değişik: 23.7.1995 - 4121/10 md.) Yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına
veya milletvekilliğinin düşmesine 84 üncü maddenin birinci, üçüncü veya dördüncü
fıkralarına göre karar verilmiş olması hallerinde, Meclis Genel Kurulu kararının
alındığı tarihten başlayarak yedi gün içerisinde ilgili milletvekili veya bir
diğer milletvekili, kararın, Ana-yasaya, kanuna veya İçtüzüğe aykırılığı iddiasıyla
iptali için Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini
onbeş gün içerisinde kesin karara bağlar.
7. Ödenek ve yolluklar (*)
MADDE 86. – (Değişik: 30/11/2001 - 4720/1. md.) Türkiye Büyük Millet Meclisi
üyelerinin ödenek, yolluk ve emeklilik işlemleri kanunla düzenlenir. Ödeneğin
aylık tutarı, en yüksek Devlet memurunun almakta olduğu miktarı, yolluk da ödenek
miktarının yarısını aşamaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ile bunların
emeklileri T.C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilirler ve üyeliği sona erenlerin
istekleri halinde ilgileri devam eder.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerine ödenecek ödenek ve yolluklar, kendilerine
T.C.Emekli Sandığı tarafından bağlanan emekli aylığı ve benzeri ödemelerin kesilmesini
gerektirmez.
Ödenek ve yollukların en çok üç aylığı önceden ödenebilir.
II. Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri
A. Genel olarak
MADDE 87. – (Değişik: 3.10.2001-4709/28 md.) Türkiye Büyük Millet Meclisinin
görev ve yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; Bakanlar Kurulunu
ve bakanları denetlemek; Bakanlar Kuruluna belli konularda kanun hükmünde kararname
çıkarma yetkisi vermek; bütçe ve kesinhesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul
etmek; para basılmasına ve savaş ilânına karar vermek; milletlerarası andlaşmaların
onaylanmasını uygun bulmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının beşte
üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilânına, mahkemelerce verilip kesinleşen
ölüm cezalarının yerine getirilmesine karar vermek ve Anayasanın diğer maddelerinde
öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir.
B. Kanunların teklif edilmesi ve görüşülmesi
MADDE 88. – Kanun teklif etmeye Bakanlar Kurulu ve milletvekilleri yetkilidir.
Kanun tasarı ve tekliflerinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülme usul
ve esasları İçtüzükle düzenlenir.
C. Kanunların Cumhurbaşkanınca yayımlanması
MADDE 89. – Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edilen kanunları
onbeş gün içinde yayımlar.
(Değişik: 3.10.2001-4709/29 md.) Yayımlanmasını kısmen veya tamamen uygun bulmadığı
kanunları, bir daha görüşülmek üzere, bu hususta gösterdiği gerekçe ile birlikte
aynı süre içinde, Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderir. Cumhurbaşkanınca
kısmen uygun bulunmama durumunda, Türkiye Büyük Millet Meclisi sadece uygun
bulunmayan maddeleri görüşebilir. Bütçe kanunları bu hükme tâbi değildir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, geri gönderilen kanunu ay-nen kabul ederse, kanun
Cumhurbaşkanınca yayımlanır; Meclis, geri gönderilen kanunda yeni bir değişiklik
yaparsa, Cumhur-başkanı değiştirilen kanunu tekrar Meclise geri gönderebilir.
Anayasa değişikliklerine ilişkin hükümler saklıdır.
D. Milletlerarası andlaşmaları uygun bulma
MADDE 90. – Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve milletlerarası
kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır.
Ekonomik, ticarî veya teknik ilişkileri düzenleyen ve süresi bir yılı aşmayan
andlaşmalar, Devlet Maliyesi bakımından bir yüklenme getirmemek, kişi hallerine
ve Türklerin yabancı memleketlerdeki mülkiyet haklarına dokunmamak şartıyla,
yayımlanma ile yürürlüğe konabilir. Bu takdirde bu andlaşmalar, yayımlarından
başlayarak iki ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgisine sunulur.
Milletlerarası bir andlaşmaya dayanan uygulama andlaşmaları ile kanunun verdiği
yetkiye dayanılarak yapılan ekonomik, ticarî, teknik veya idarî andlaşmaların
Türkiye Büyük Millet Meclisince uygun bulunması zorunluğu yoktur; ancak, bu
fıkraya göre yapılan ekonomik, ticarî veya özel kişilerin haklarını ilgilendiren
andlaşmalar, yayımlanmadan yürürlüğe konulamaz.
Türk kanunlarına değişiklik getiren her türlü andlaşmaların yapılmasında birinci
fıkra hükmü uygulanır.
Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir.
Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz.
E. Kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verme
MADDE 91. – Türkiye Büyük Millet Meclisi, Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararname
çıkarma yetkisi verebilir. Ancak sıkıyönetim ve olağanüstü haller saklı kalmak
üzere, Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel
haklar, kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü bölümünde yer alan siyasî haklar
ve ödevler kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemez.
Yetki kanunu, çıkarılacak kanun hükmünde kararnamenin, amacını, kapsamını, ilkelerini,
kullanma süresini ve süresi için-de birden fazla kararname çıkarılıp çıkarılamayacağını
gösterir.
Bakanlar Kurulunun istifası, düşürülmesi veya yasama döneminin bitmesi, belli
süre için verilmiş olan yetkinin sona ermesine sebep olmaz.
Kanun hükmünde kararnamenin, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından süre bitiminden
önce onaylanması sırasında, yetkinin son bulduğu veya süre bitimine kadar devam
ettiği de belirtilir.
Sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde, Cumhurbaşkanının Başkanlığında toplanan
Bakanlar Kurulunun kanun hükmünde kararname çıkarmasına ilişkin hükümler saklıdır.
Kanun hükmünde kararnameler, Resmî Gazetede yayımlandıkları gün yürürlüğe girerler.
Ancak, kararnamede yürürlük tarihi olarak daha sonraki bir tarih de gösterilebilir.
Kararnameler, Resmî Gazetede yayımlandıkları gün Tür-kiye Büyük Millet Meclisine
sunulur.
Yetki kanunları ve bunlara dayanan kanun hükmünde kararnameler, Türkiye Büyük
Millet Meclisi komisyonları ve Genel Kurulunda öncelikle ve ivedikle görüşülür.
Yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine su-nulmayan kararnameler
bu tarihte, Türkiye Büyük Millet Meclisince reddedilen kararnameler bu kararın
Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte, yürürlükten kalkar. Değiştirilerek kabul
edi-len kararnamelerin değiştirilmiş hükümleri, bu değişikliklerin Resmî Gazetede
yayımlandığı gün yürürlüğe girer.
F. Savaş hali ilânı ve silahlı kuvvet kullanılmasına izin verme
MADDE 92. – Milletlerarası hukukun meşrû saydığı hallerde savaş hali ilânına
ve Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası andlaşmaların veya milletlerarası
nezaket kurallarının gerektirdiği haller dışında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin
yabancı ülkelere gönderilmesine veya yabancı silahlı kuvvetlerin Tür-kiye’de
bulunmasına izin verme yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisinindir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde veya ara vermede iken ülkenin ani bir silahlı
saldırıya uğraması ve bu sebeple silahlı kuvvet kullanılmasına derhal karar
verilmesinin kaçınılmaz olması halinde Cumhurbaşkanı da, Türk Silahlı Kuvvetlerinin
kullanılmasına karar verebilir.
III. Türkiye Büyük Millet Meclisinin faaliyetleri ile ilgili hükümler
A. Toplanma ve tatil
MADDE 93. – (Değişik birinci fıkra: 23.7.1995 - 4121/11 md.) Türkiye Büyük Millet
Meclisi, her yıl Ekim ayının ilk günü kendiliğinden toplanır.
Meclis, bir yasama yılında en çok üç ay tatil yapabilir; ara verme veya tatil
sırasında, doğrudan doğruya veya Bakanlar Kurulunun istemi üzerine, Cumhurbaşkanınca
toplantıya çağrılır.
Meclis Başkanı da doğrudan doğruya veya üyelerin beşte birinin yazılı istemi
üzerine, Meclisi toplantıya çağırır.
Ara verme veya tatil sırasında toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisinde, öncelikle
bu toplantıyı gerektiren konu görüşülmeden ara verme veya tatile devam edilemez.
B. Başkanlık Divanı
MADDE 94. – Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanı, Meclis üyeleri
arasından seçilen Meclis Başkanı, Başkanvekilleri, Kâtip Üyeler ve İdare Amirlerinden
oluşur.
Başkanlık Divanı, Meclisteki siyasî parti gruplarının üye sayısı oranında Divana
katılmalarını sağlayacak şekilde kurulur. Siyasî parti grupları Başkanlık için
aday gösteremezler.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı için, bir yasama döneminde iki
seçim yapılır. İlk seçilenlerin görev süresi iki, ikinci devre için seçilenlerin
görev süresi üç yıldır.
(Değişik: 3.10.2001-4709/30 md.) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan adayları,
meclis üyeleri içinden, Meclisin toplandığı günden itibaren beş gün içinde,
Başkanlık Divanına bildirilir. Başkan seçimi gizli oyla yapılır. İlk iki oylamada
üye tamsayısının üçte iki ve üçüncü oylamada üye tamsayısının salt çoğunluğu
aranır. Üçüncü oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan
iki aday için dördüncü oylama yapılır; dördüncü oylamada en fazla oy alan üye,
Başkan seçilmiş olur. Başkan seçimi, aday gösterme süresinin bitiminden itibaren,
beş gün içinde tamamlanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekillerinin, Kâtip Üyelerinin ve İdare Amirlerinin
adedi, seçim nisabı, oylama sayısı ve usulleri, Meclis İçtüzüğünde belirlenir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, Başkanvekilleri, üyesi bulundukları siyasî
partinin veya parti grubunun Meclis içinde veya dışındaki faaliyetlerine; görevlerinin
gereği olan haller dışında, Meclis tartışmalarına katılamazlar; Başkan ve oturumu
yöneten Başkanvekili oy kullanamazlar.
C. İçtüzük, siyasî parti grupları ve kolluk işleri
MADDE 95. – Türkiye Büyük Millet Meclisi, çalışmalarını, kendi yaptığı İçtüzük
hükümlerine göre yürütür.
İçtüzük hükümleri, siyasî parti gruplarının, Meclisin bütün faaliyetlerine üye
sayısı oranında katılmalarını sağlayacak yolda düzenlenir. Siyasî parti grupları,
en az yirmi üyeden meydana gelir.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütün bina, tesis, eklenti ve arazisinde kolluk
ve yönetim hizmetleri Meclis Başkanlığı eliyle düzenlenir ve yürütülür. Emniyet
ve diğer kolluk hizmetleri için yeteri kadar kuvvet ilgili makamlarca Meclis
Başkan-lığına tahsis edilir.
D. Toplantı ve karar yeter sayısı
MADDE 96. – Anayasada, başkaca bir hüküm yoksa, Türkiye Büyük Millet Meclisi
üye tamsayısının en az üçte biri ile toplanır ve toplantıya katılanların salt
çoğunluğu ile karar verir; ancak karar yeter sayısı hiçbir şekilde üye tamsayısının
dörtte birinin bir fazlasından az olamaz.
Bakanlar Kurulu üyeleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin katılamadıkları oturumlarında,
kendileri yerine oy kullanmak üzere bir bakana yetki verebilirler. Ancak bir
bakan kendi oyu ile birlikte en çok iki oy kullanabilir.
E. Görüşmelerin açıklığı ve yayımlanması
MADDE 97. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulundaki görüşmeler açıktır
ve tutanak dergisinde tam olarak ya-yımlanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzük hükümlerine göre kapalı oturumlar yapabilir,
bu oturumlardaki görüşmelerin yayı-mı Türkiye Büyük Millet Meclisi kararına
bağlıdır.
Meclisteki açık görüşmelerin, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine
Meclisce başkaca bir karar alınmadıkça, her türlü vasıta ile yayımı serbesttir.
IV. Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgi edinme ve denetim yolları
A. Genel olarak
MADDE 98. – Türkiye Büyük Millet Meclisi soru, Meclis araştırması, genel görüşme,
gensoru ve Meclis soruşturması yollarıyla denetleme yetkisini kullanır.
Soru, Bakanlar Kurulu adına, sözlü veya yazılı olarak cevaplandırılmak üzere
Başbakan veya bakanlardan bilgi istemekten ibarettir.
Meclis araştırması, belli bir konuda bilgi edinilmek için yapılan incelemeden
ibarettir.
Genel görüşme, toplumu ve Devlet faaliyetlerini ilgilen-diren belli bir konunun,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda görüşülmesidir.
Soru, Meclis araştırması ve genel görüşme ile ilgili önergelerin verilme şekli,
içeriği ve kapsamı ile cevaplandırılma, görüşme ve araştırma yöntemleri Meclis
İçtüzüğü ile düzenlenir.
B. Gensoru
MADDE 99. – Gensoru önergesi, bir siyasî parti grubu adına veya en az yirmi
milletvekilinin imzasıyla verilir.
Gensoru önergesi, verilişinden sonraki üç gün içinde bastırılarak üyelere dağıtılır;
dağıtılmasından itibaren on gün içinde gündeme alınıp alınmayacağı görüşülür.
Bu görüşmede, ancak önerge sahiplerinden biri, siyasî parti grupları adına birer
milletvekili, Bakanlar Kurulu adına Başbakan veya bir bakan konuşabilir.
Gündeme alma kararıyla birlikte, gensorunun görüşülme günü de belli edilir;
ancak, gensorunun görüşülmesi, gündeme alma kararının verildiği tarihten başlayarak
iki gün geçmedikçe yapılamaz ve yedi günden sonraya bırakılamaz.
Gensoru görüşmeleri sırasında üyelerin veya grupların verecekleri gerekçeli
güvensizlik önergeleri veya Bakanlar Ku-rulunun güven isteği, bir tam gün geçtikten
sonra oylanır.
Bakanlar Kurulunun veya bir bakanın düşürülebilmesi, üye tamsayısının salt çoğunluğuyla
olur; oylamada yalnız güvensizlik oyları sayılır.
Meclis çalışmalarının dengeli olarak yürütülmesi amacına ve yukarıdaki ilkelere
uygun olmak kaydıyla gensoru ile ilgili diğer hususlar İçtüzükte belirlenir.
C. Meclis soruşturması
MADDE 100. – (Değişik: 3.10.2001-4709/31 md.) Başbakan veya bakanlar hakkında,
Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az onda birinin vereceği önerge
ile, soruşturma açılması istenebilir. Meclis, bu istemi en geç bir ay içinde
görüşür ve gizli oyla karara bağlar.
Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, Meclisteki siyasî partilerin,
güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının üç katı olarak gösterecekleri
adaylar arasından her parti için ayrı ayrı ad çekme suretiyle kurulacak onbeş
kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılır. Komisyon, soruşturma sonucunu
belirten raporunu iki ay içinde Meclise sunar. Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi
halinde, komisyona iki aylık yeni ve kesin bir süre verilir. (Ek cümle: 2.10.2001-4709/31
md.) Bu süre içinde raporun Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına teslimi
zorunludur.
(Değişik: 3.10.2001-4709/31 md.) Rapor Başkanlığa verildiği tarihten itibaren
on gün içinde dağıtılır, dağıtımından itibaren on gün içinde görüşülür ve gerek
görüldüğü takdirde ilgilinin Yüce Divana sevkine karar verilir. Yüce Divana
sevk kararı ancak üye tamsayısının salt çoğunluğunun gizli oyuyla alınır.
Meclisteki siyasî parti gruplarında, Meclis soruşturması ile ilgili görüşme
yapılamaz ve karar alınamaz.
İKİNCİ BÖLÜM
Yürütme
I. Cumhurbaşkanı
A. Nitelikleri ve tarafsızlığı
MADDE 101. – Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisince kırk yaşını doldurmuş
ve yükseköğrenim yapmış kendi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme
yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından yedi yıllık bir süre için seçilir.
Cumhurbaşkanlığına Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri dışından aday gösterilebilmesi,
Meclis üye tamsayısının en az beşte birinin yazılı önerisiyle mümkündür.
Bir kimse, iki defa Cumhurbaşkanı seçilemez.
Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi Üyeliği sona erer.
B. Seçimi
MADDE 102. – Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının üçte
iki çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir. Türkiye Büyük Millet Meclisi toplantı
halinde değilse hemen toplantıya çağrılır.
Cumhurbaşkanının görev süresinin dolmasından otuz gün önce veya Cumhurbaşkanlığı
makamının boşalmasından on gün sonra Cumhurbaşkanlığı seçimine başlanır ve seçime
başlama tarihinden itibaren otuz gün içinde sonuçlandırılır. Bu sürenin ilk
on günü içinde adayların Meclis Başkanlık Divanına bildirilmesi ve kalan yirmi
gün içinde de seçimin tamamlanması gerekir.
En az üçer gün ara ile yapılacak oylamaların ilk ikisinde üye tamsayısının üçte
iki çoğunluk oyu sağlanamazsa üçüncü oylamaya geçilir, üçüncü oylamada üye tamsayısının
salt çoğunluğunu sağlayan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur. Bu oylamada üye
tamsayısının salt çoğunluğu sağlanamadığı takdirde üçüncü oylamada en çok oy
almış bulunan iki aday arasında dördüncü oylama yapılır, bu oylamada da üye
tamsayısının salt çoğunluğu ile Cumhurbaşkanı seçilemediği takdirde derhal Türkiye
Büyük Millet Meclisi seçimleri yenilenir.
Seçilen yeni Cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar görev süresi dolan Cumhurbaşkanının
görevi devam eder.
C. Andiçmesi
MADDE 103. – Cumhurbaşkanı, görevine başlarken Türkiye Büyük Millet Meclisi
önünde aşağıdaki şekilde andiçer :
“Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsız-lığını, vatanın ve milletin
bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma,
Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve
lâik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, millî dayanışma
ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden
yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini
korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için
bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve
şerefim üzerine andiçerim.”
D. Görev ve yetkileri
MADDE 104. – Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini
ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının
düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.
Bu amaçlarla Anayasanın ilgili maddelerinde gösterilen şartlara uyarak yapacağı
görev ve kullanacağı yetkiler şunlardır :
a) Yasama ile ilgili olanlar :
Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde
açılış konuşmasını yapmak,
Türkiye Büyük Millet Meclisini gerektiğinde toplantıya çağırmak,
Kanunları yayımlamak,
Kanunları tekrar görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri göndermek,
Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna
sunmak,
Kanunların, kanun hükmündeki kararnamelerin, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün,
tümünün veya belirli hükümlerinin Anayasaya şekil veya esas bakımından aykırı
oldukları gerekçesi ile Anayasa Mahkemesinde iptal davası açmak,
Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin yenilenmesine karar vermek,
b) Yürütme alanına ilişkin olanlar :
Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek,
Başbakanın teklifi üzerine bakanları atamak ve görevlerine son vermek,
Gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kuruluna başkanlık etmek veya Bakanlar Kurulunu
başkanlığı altında toplantıya çağırmak,
Yabancı devletlere Türk Devletinin temsilcilerini göndermek, Türkiye Cumhuriyetine
gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul etmek,
Milletlerarası andlaşmaları onaylamak ve yayımlamak,
Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını
temsil etmek,
Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar vermek,
Genelkurmay Başkanını atamak,
Millî Güvenlik Kurulunu toplantıya çağırmak,
Millî Güvenlik Kuruluna Başkanlık etmek,
Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkı-yönetim veya olağanüstü
hal ilân etmek ve kanun hükmünde kararname çıkarmak,
Kararnameleri imzalamak,
Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını
hafifletmek veya kaldırmak,
Devlet Denetleme Kurulunun üyelerini ve Başkanını atamak,
Devlet Denetleme Kuruluna inceleme, araştırma ve denetleme yaptırtmak,
Yükseköğretim Kurulu üyelerini seçmek,
Üniversite rektörlerini seçmek,
c) Yargı ile ilgili olanlar :
Anayasa Mahkemesi üyelerini, Danıştay üyelerinin dörtte birini, Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Askerî Yargıtay üyelerini,
Askerî Yüksek İdare Mahkemesi üyelerini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
üyelerini seçmek.
Cumhurbaşkanı, ayrıca Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri
ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır.
E. Sorumluluk ve sorumsuzluk hali
MADDE 105. – Cumhurbaşkanının, Anayasa ve diğer kanunlarda Başbakan ve ilgili
bakanın imzalarına gerek olmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen işlemleri
dışındaki bütün kararları, Başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır; bu kararlardan
Başbakan ve ilgili bakan sorumludur.
Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine Anayasa Mahkemesi
dahil, yargı mercilerine başvurulamaz.
Cumhurbaşkanı, vatana ihanetten dolayı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının
en az üçte birinin teklifi üzerine, üye tamsayısının en az dörtte üçünün vereceği
kararla suçlandırılır.
F. Cumhurbaşkanına vekillik etme
MADDE 106. – Cumhurbaşkanının hastalık ve yurt dışına çıkma gibi sebeplerle
geçici olarak görevinden ayrılması hallerinde, görevine dönmesine kadar, ölüm,
çekilme veya başka bir sebeple Cumhurbaşkanlığı makamının boşalması halinde
de yenisi seçilinceye kadar, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cumhurbaşkanlığına
vekillik eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır.
G. Cumhurbaşkanı Genel Sekreterliği
MADDE 107. – Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinin kuruluşu, teşkilat ve çalışma
esasları, personel atama işlemleri Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir.
H. Devlet Denetleme Kurulu
MADDE 108. – İdarenin hukuka uygunluğunun, düzenli ve verimli şekilde yürütülmesinin
ve geliştirilmesinin sağlanması amacıyla, Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak kurulan
Devlet Denetleme Kurulu, Cumhurbaşkanının isteği üzerine, tüm kamu kurum ve
kuruluşlarında ve sermayesinin yarısından fazlasına bu kurum ve kuruluşların
katıldığı her türlü kuruluşta, kamu kurumu niteliğinde olan meslek kuruluşlarında,
her düzeydeki işçi ve işveren meslek kuruluşlarında, kamuya yararlı derneklerle
vakıflarda, her türlü inceleme, araştırma ve denetlemeleri yapar.
Silahlı Kuvvetler ve yargı organları, Devlet Denetleme Kurulunun görev alanı
dışındadır.
Devlet Denetleme Kurulunun üyeleri ve üyeleri içinden Başkanı, kanunda belirlenen
nitelikteki kişiler arasından, Cumhurbaşkanınca atanır.
Devlet Denetleme Kurulunun işleyişi, üyelerinin görev süresi ve diğer özlük
işleri, kanunla düzenlenir.
II. Bakanlar Kurulu
A. Kuruluş
MADDE 109. – Bakanlar Kurulu, Başbakan ve bakanlardan kurulur.
Başbakan, Cumhurbaşkanınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri arasından atanır.
Bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya milletvekili seçilme yeterliğine
sahip olanlar arasından Başbakanca seçilir ve Cumhurbaşkanınca atanır; gerektiğinde
Başbakanın önerisi üzerine Cumhurbaşkanınca görevlerine son verilir.
B. Göreve başlama ve güvenoyu
MADDE 110. – Bakanlar Kurulunun listesi tam olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine
sunulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde ise toplantıya çağrılır.
Bakanlar Kurulunun programı, kuruluşundan en geç bir hafta içinde Başbakan veya
bir bakan tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisinde okunur ve güvenoyuna başvurulur.
Güvenoyu için görüşmeler, programın okunmasından iki tam gün geçtikten sonra
başlar ve görüşmelerin bitiminden bir tam gün geçtikten sonra oylama yapılır.
C. Görev sırasında güvenoyu
MADDE 111. – Başbakan, gerekli görürse, Bakanlar Ku-rulunda görüştükten sonra,
Türkiye Büyük Millet Meclisinden güven isteyebilir.
Güven istemi, Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirilme-sinden bir tam gün geçmedikçe
görüşülemez ve görüşmelerin bitiminden bir tam gün geçmedikçe oya konulamaz.
Güven istemi, ancak üye tamsayısının salt çoğunluğuyla reddedilebilir.
D. Görev ve siyasî sorumluluk
MADDE 112. – Başbakan, Bakanlar Kurulunun başkanı olarak, bakanlıklar arasında
işbirliğini sağlar ve hükümetin ge-nel siyasetinin yürütülmesini gözetir. Bakanlar
Kurulu, bu siya-setin yürütülmesinden birlikte sorumludur.
Her bakan, Başbakana karşı sorumlu olup ayrıca kendi yetkisi içindeki işlerden
ve emri altındakilerin eylem ve işlemlerinden de sorumludur.
Başbakan, bakanların görevlerinin Anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirilmesini
gözetmek ve düzeltici önlemleri almakla yükümlüdür.
Bakanlar Kurulu üyelerinden milletvekili olmayanlar; 81 inci maddede yazılı
şekilde Millet Meclisi önünde andiçerler ve bakan sıfatını taşıdıkları sürece
milletvekillerinin tabi oldukları kayıt ve şartlara uyarlar ve yasama dokunulmazlığına
sahip bulunurlar. Bunlar Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri gibi ödenek ve
yolluk alırlar.
E. Bakanlıkların kurulması ve bakanlar
MADDE 113. – Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri, yetkileri ve
teşkilatı kanunla düzenlenir.
Açık olan bakanlıklarla izinli veya özürlü olan bir bakana, diğer bir bakan
geçici olarak vekillik eder. Ancak, bir bakan birden fazlasına vekillik edemez.
Türkiye Büyük Millet Meclisi kararı ile Yüce Divana verilen bir bakan bakanlıktan
düşer. Başbakanın Yüce Divana sevki halinde hükümet istifa etmiş sayılır.
Herhangi bir sebeple boşalan bakanlığa en geç onbeş gün içinde atama yapılır.
F. Seçimlerde geçici Bakanlar Kurulu
MADDE 114. – Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimlerinden önce, Adalet,
İçişleri ve Ulaştırma bakanları çekilir. Seçimin başlangıç tarihinden üç gün
önce; seçim dönemi bitmeden seçimin yenilenmesine karar verilmesi halinde ise,
bu karardan başlayarak beş gün içinde, bu bakanlıklara Türkiye Büyük Millet
Meclisi içinden veya dışarıdan bağımsızlar Baş-bakanca atanır.
116 ncı madde gereğince seçimlerin yenilenmesine karar verildiğinde Bakanlar
Kurulu çekilir ve Cumhurbaşkanı geçici Bakanlar Kurulunu kurmak üzere bir Başbakan
atar.
Geçici Bakanlar Kuruluna, Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanları Türkiye Büyük
Millet Meclisindeki veya Meclis dışındaki bağımsızlardan olmak üzere, siyasî
parti gruplarından, oranlarına göre üye alınır.
Siyasî parti gruplarından alınacak üye sayısını Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı tespit ederek Başbakana bildirir. Teklif edilen bakanlığı kabul etmeyen
veya sonradan çekilen partililer yerine, Türkiye Büyük Millet Meclisi içinden
veya dışarıdan bağımsızlar atanır.
Geçici Bakanlar Kurulu, yenilenme kararının Resmî Gazetede ilânından itibaren
beş gün içinde kurulur.
Geçici Bakanlar Kurulu için güvenoyuna başvurulmaz.
Geçici Bakanlar Kurulu seçim süresince ve yeni Meclis toplanıncaya kadar vazife
görür.
G. Tüzükler
MADDE 115. – Bakanlar Kurulu, kanunun uygulanmasını göstermek veya emrettiği
işleri belirtmek üzere, kanunlara ay-kırı olmamak ve Danıştayın incelemesinden
geçirilmek şartıyla tüzükler çıkarabilir.
Tüzükler, Cumhurbaşkanınca imzalanır ve kanunlar gibi yayımlanır.
H. Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin Cumhur-başkanınca yenilenmesi
MADDE 116. – Bakanlar Kurulunun, 110 uncu maddede belirtilen güvenoyunu alamaması
ve 99 uncu veya 111 inci maddeler uyarınca güvensizlik oyuyla düşürülmesi hallerinde;
kırkbeş gün içinde yeni Bakanlar Kurulu kurulamadığı veya kurulduğu halde güvenoyu
alamadığı takdirde Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına danışarak,
seçimlerin yenilenmesine karar verebilir.
Başbakanın güvensizlik oyu ile düşürülmeden istifa etmesi üzerine kırkbeş gün
içinde veya yeni seçilen Türkiye Büyük Millet Meclisinde Başkanlık Divanı seçiminden
sonra yine kırkbeş gün içinde Bakanlar Kurulunun kurulamaması hallerinde de
Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi Baş-kanına danışarak seçimlerin yenilenmesine
karar verebilir.
Yenilenme kararı Resmî Gazetede yayımlanır ve seçime gidilir.
İ. Millî Savunma
1. Başkomutanlık ve Genelkurmay Başkanlığı
MADDE 117. – Başkomutanlık, Türkiye Büyük Millet Meclisinin manevî varlığından
ayrılamaz ve Cumhurbaşkanı tarafından temsil olunur.
Millî güvenliğin sağlanmasından ve Silahlı Kuvvetlerin yurt savunmasına hazırlanmasından,
Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı, Bakanlar Kurulu sorumludur.
Genelkurmay Başkanı; Silahlı Kuvvetlerin komutanı olup, savaşta Başkomutanlık
görevlerini Cumhurbaşkanlığı namına yerine getirir.
Genelkurmay Başkanı, Bakanlar Kurulunun teklifi üzerine, Cumhurbaşkanınca atanır;
görev ve yetkileri kanunla düzenlenir. Genelkurmay Başkanı, bu görev ve yetkilerinden
dolayı Başbakana karşı sorumludur.
Millî Savunma Bakanlığının, Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlıkları
ile görev ilişkileri ve yetki alanı kanunla düzenlenir.
2. Millî Güvenlik Kurulu
MADDE 118. – (Değişik: 3.10.2001-4709/32 md.) Millî Güvenlik Kurulu; Cumhurbaşkanının
başkanlığında, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Başbakan yardımcıları, Adalet,
Millî Savunma, İçişleri, Dışişleri Bakanları, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri
Komutanları ve Jandarma Genel Komutanından kurulur.
Gündemin özelliğine göre Kurul toplantılarına ilgili bakan ve kişiler çağırılıp
görüşleri alınabilir.
(Değişik: 3.10.2001-4709/32 md.) Millî Güvenlik Kurulu; Devletin millî güvenlik
siyasetinin tayini, tespiti ve uygulanması ile ilgili alınan tavsiye kararları
ve gerekli koordinasyonunun sağlanması konusundaki görüşlerini Bakanlar Kuruluna
bildirir. Kurulun, Devletin varlığı ve bağımsızlığı, ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliği,
toplumun huzur ve güvenliğinin korunması hususunda alınmasını zorunlu gördüğü
tedbirlere ait kararlar Bakanlar Kurulunca değerlendirilir.
Millî Güvenlik Kurulunun gündemi; Başbakan ve Genel-kurmay Başkanının önerileri
dikkate alınarak Cumhurbaşkanınca düzenlenir.
Cumhurbaşkanı katılamadığı zamanlar Millî Güvenlik Ku-rulu Başbakanın başkanlığında
toplanır.
Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin teşkilatı ve görevleri kanunla düzenlenir.
III. Olağanüstü yönetim usulleri
A. Olağanüstü haller
1. Tabiî afet ve ağır ekonomik bunalım sebebiyle olağanüstü hal ilânı
MADDE 119. – Tabiî afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım
hallerinde, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, yurdun bir
veya birden fazla bölgesinde veya bütününde süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü
hal ilân edebilir.
2. Şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddî şekilde bozulması
sebepleriyle olağanüstü hal ilânı
MADDE 120. – Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri
ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddî belirtilerin
ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddî şekilde bozulması
hallerinde, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, Millî Güvenlik
Kurulunun da görüşünü aldıktan sonra yurdun bir veya birden fazla bölgesinde
veya bütününde, süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilân edebilir.
3. Olağanüstü hallerle ilgili düzenleme
MADDE 121. – Anayasanın 119 ve 120 nci maddeleri uyarınca olağanüstü hal ilânına
karar verilmesi durumunda, bu karar Resmî Gazetede yayımlanır ve hemen Türkiye
Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde
ise derhal toplantıya çağırılır. Meclis, olağanüstü hal süresini değiştirebilir,
Bakanlar Kurulunun istemi üzerine, her defasında dört ayı geçmemek üzere, süreyi
uzatabilir veya olağanüstü hali kaldırabilir.
119 uncu madde uyarınca ilân edilen olağanüstü hallerde vatandaşlar için getirilecek
para, mal ve çalışma yükümlülükleri ile olağanüstü hallerin her türü için ayrı
ayrı geçerli olmak üzere, Anayasanın 15 inci maddesindeki ilkeler doğrultusunda
temel hak ve hürriyetlerin nasıl sınırlanacağı veya nasıl durdurulacağı, halin
gerektirdiği tedbirlerin nasıl ve ne suretle alınacağı, kamu hizmeti görevlilerine
ne gibi yetkiler verileceği, görevlilerin durumlarında ne gibi değişiklikler
yapılacağı ve olağanüstü yönetim usulleri, Olağanüstü Hal Kanununda düzenlenir.
Olağanüstü hal süresince, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu,
olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, kanun hükmünde kararnameler çıkarabilir.
Bu kararnameler, Resmî Gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet
Meclisinin onayına sunulur; bunların Meclisce onaylanmasına ilişkin süre ve
usul, İçtüzükte belirlenir.
B. Sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hali
MADDE 122. – Anayasanın tanıdığı hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri
ortadan kaldırmaya yönelen ve olağanüstü hal ilânını gerektiren hallerden daha
vahim şiddet hareketlerinin yaygınlaşması veya savaş hali, savaşı gerektirecek
bir durumun başgöstermesi, ayaklanma olması veya vatan veya Cumhuriyete karşı
kuvvetli ve eylemli bir kalkışmanın veya ülkenin ve milletin bölünmezliğini
içten veya dıştan tehlikeye düşüren şiddet hareketlerinin yaygınlaşması sebepleriyle,
Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Ba-kanlar Kurulu, Millî Güvenlik Kurulunun
da görüşünü aldıktan sonra, süresi altı ayı aşmamak üzere yurdun bir veya birden
fazla bölgesinde veya bütününde sıkıyönetim ilân edebilir. Bu karar, derhal
Resmî Gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına
sunulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi toplantı halinde değilse hemen toplantıya
çağırılır. Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekli gördüğü takdirde sıkıyönetim
süresini kısaltabilir, uzatabilir veya sıkıyönetimi kaldırabilir.
Sıkıyönetim süresinde, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu
sıkıyönetim halinin gerekli kıldığı konularda kanun hükmünde kararname çıkarabilir.
Bu kararnameler Resmî Gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin
onayına sunulur. Bunların Meclisce onaylanmasına ilişkin süre ve usul İçtüzükte
belirlenir.
Sıkıyönetimin her defasında dört ayı aşmamak üzere uzatılması, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin kararına bağlıdır. Savaş hallerinde bu dört aylık süre aranmaz.
Sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hallerinde hangi hükümlerin uygulanacağı ve
işlemlerin nasıl yürütüleceği, idare ile olan ilişkileri, hürriyetlerin nasıl
kısıtlanacağı veya durdurulacağı ve savaş veya savaşı gerektirecek bir durumun
başgöstermesi halinde vatandaşlar için getirilecek yükümlülükler kanunla düzenlenir.
Sıkıyönetim komutanları Genelkurmay Başkanlığına bağlı olarak görev yaparlar.
IV. İdare
A. İdarenin esasları
1. İdarenin bütünlüğü ve kamu tüzelkişiliği
MADDE 123. – İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir.
İdarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına
dayanır.
Kamu tüzelkişiliği, ancak kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak
kurulur.
2. Yönetmelikler
MADDE 124. – Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel-kişileri, kendi görev alanlarını
ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara
aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler.
Hangi yönetmeliklerin Resmî Gazetede yayımlanacağı kanunda belirtilir.
B. Yargı yolu
MADDE 125. – İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.
(Ek hüküm: 13.8.1999-4446/2 md.) Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma
ve sözleşmelerinde bunlardan doğan uyuşmazlıkların millî veya milletlerarası
tahkim yoluyla çözülmesi öngörülebilir. Milletlerarası tahkime ancak yabancılık
unsuru taşıyan uyuşmazlıklar için gidilebilir.
Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler ile Yüksek Askerî Şûranın kararları
yargı denetimi dışındadır.
İdarî işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden başlar.
Yargı yetkisi, idarî eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.
Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine
getirilmesini kısıtlayacak, idarî eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini
kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez.
İdarî işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması
ve idarî işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi
durumunda gerekçe gösterilerek yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir.
Kanun, olağanüstü hallerde, sıkıyönetim, seferberlik ve sa-vaş halinde ayrıca
millî güvenlik, kamu düzeni, genel sağlık ne-denleri ile yürütmenin durdurulması
kararı verilmesini sınırlayabilir.
İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.
C. İdarenin kuruluşu
1. Merkezî idare
MADDE 126. – Türkiye, merkezî idare kuruluşu bakımından, coğrafya durumuna,
ekonomik şartlara ve kamu hizmetlerinin gereklerine göre, illere; iller de diğer
kademeli bölümlere ayrılır.
İllerin idaresi yetki genişliği esasına dayanır.
Kamu hizmetlerinin görülmesinde verim ve uyum sağlamak amacıyla, birden çok
ili içine alan merkezî idare teşkilatı kurulabilir. Bu teşkilatın görev ve yetkileri
kanunla düzenlenir.
2. Mahallî idareler
MADDE 127. – Mahallî idareler; il, belediye veya köy halkının mahallî müşterek
ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar
organları, gene kanunda gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan
kamu tüzelkişileridir.
Mahallî idarelerin kuruluş ve görevleri ile yetkileri, yerinden yönetim ilkesine
uygun olarak kanunla düzenlenir.
(Değişik: 23.7.1995-4121/12 md.) Mahallî idarelerin seçimleri, 67 nci maddedeki
esaslara göre beş yılda bir yapılır. Ancak, milletvekili genel veya ara seçiminden
önceki veya sonraki bir yıl içinde yapılması gereken mahallî idareler organlarına
veya bu organların üyelerine ilişkin genel veya ara seçimler milletvekili genel
veya ara seçimleriyle birlikte yapılır. Kanun, büyük yerleşim merkezleri için
özel yönetim biçimleri getirebilir.
Mahallî idarelerin seçilmiş organlarının, organlık sıfatını kazanmalarına ilişkin
itirazların çözümü ve kaybetmeleri, konusundaki denetim yargı yolu ile olur.
Ancak, görevleri ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma
açılan mahallî idare organları veya bu organların üyelerini, İçişleri Bakanı,
geçici bir tedbir olarak, kesin hükme kadar uzaklaştırabilir.
Merkezî idare, mahallî idareler üzerinde, mahallî hizmetlerin idarenin bütünlüğü
ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevlerinde birliğin sağlanması, toplum
yararının korunması ve mahallî ihtiyaçların gereği gibi karşılanması amacıyla,
kanunda belirtilen esas ve usuller dairesinde idarî vesayet yetkisine sahiptir.
Mahallî idarelerin belirli kamu hizmetlerinin görülmesi amacı ile, kendi aralarında
Bakanlar Kurulunun izni ile birlik kurmaları, görevleri, yetkileri, maliye ve
kolluk işleri ve mer-kezî idare ile karşılıklı bağ ve ilgileri kanunla düzenlenir.
Bu idarelere, görevleri ile orantılı gelir kaynakları sağlanır.
D. Kamu hizmeti görevlileriyle ilgili hükümler
1. Genel ilkeler
MADDE 128. – Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin
genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin
gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle
görülür.
Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri,
hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla
düzenlenir.
Üst kademe yöneticilerinin yetiştirilme usul ve esasları, kanunla özel olarak
düzenlenir.
2. Görev ve sorumlulukları, disiplin kovuşturulmasında güvence
MADDE 129. – Memurlar ve diğer kamu görevlileri Ana-yasa ve kanunlara sadık
kalarak faaliyette bulunmakla yükümlüdürler.
Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları
ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin
cezası verilemez.
Uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar hariç, disiplin kararları yargı
denetimi dışında bırakılamaz.
Silahlı Kuvvetler mensupları ile hâkimler ve savcılar hakkındaki hükümler saklıdır.
Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan
doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği
şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabilir.
Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan
ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun
gösterdiği idarî merciin iznine bağlıdır.
E. Yükseköğretim kurumları ve üst kuruluşları
1. Yükseköğretim kurumları
MADDE 130. – Çağdaş eğitim-öğretim esaslarına dayanan bir düzen içinde milletin
ve ülkenin ihtiyaçlarına uygun insan gücü yetiştirmek amacı ile; ortaöğretime
dayalı çeşitli düzeylerde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık
yapmak, ülkeye ve insanlığa hizmet etmek üzere çeşitli birimlerden oluşan kamu
tüzelkişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip üniversiteler Devlet tarafından
kanunla kurulur.
Kanunda gösterilen usul ve esaslara göre, kazanç amacına yönelik olmamak şartı
ile vakıflar tarafından, Devletin gözetim ve denetimine tâbi yükseköğretim kurumları
kurulabilir.
Kanun, üniversitelerin ülke sathına dengeli bir biçimde yayılmasını gözetir.
Üniversiteler ile öğretim üyeleri ve yardımcıları serbetçe her türlü bilimsel
araştırma ve yayında bulunabilirler. Ancak, bu yetki, Devletin varlığı ve bağımsızlığı
ve milletin ve ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliği aleyhinde faaliyette bulunma
serbestliği vermez.
Üniversiteler ve bunlara bağlı birimler, Devletin gözetimi ve denetimi altında
olup, güvenlik hizmetleri Devletçe sağlanır.
Kanunun belirlediği usul ve esaslara göre; rektörler Cumhurbaşkanınca, dekanlar
ise Yükseköğretim Kurulunca seçilir ve atanır.
Üniversite yönetim ve denetim organları ile öğretim elemanları; Yükseköğretim
Kurulunun veya üniversitelerin yetkili organlarının dışında kalan makamlarca
her ne suretle olursa olsun görevlerinden uzaklaştırılamazlar.
Üniversitelerin hazırladığı bütçeler; Yükseköğretim Kurulunca tetkik ve onaylandıktan
sonra Millî Eğitim Bakanlığına sunulur ve genel ve katma bütçelerin bağlı olduğu
esaslara uygun olarak işleme tâbi tutularak yürürlüğe konulur ve denetlenir.
Yükseköğretim kurumlarının kuruluş ve organları ile işleyişleri ve bunların
seçimleri, görev, yetki ve sorumlulukları üniversiteler üzerinde Devletin gözetim
ve denetim hakkını kullanma usulleri, öğretim elemanlarının görevleri, unvanları,
atama, yükselme ve emeklilikleri, öğretim elemanı yetiştirme, üniversitelerin
ve öğretim elemanlarının kamu kuruluşları ve diğer kurumlar ile ilişkileri,
öğretim düzeyleri ve süreleri, yükseköğretime giriş, devam ve alınacak harçlar,
Devletin yapacağı yardımlar ile ilgili ilkeler, disiplin ve ceza işleri, malî
işler, özlük hakları, öğretim elemanlarının uyacakları koşullar, üniversitelerarası
ihtiyaçlara göre öğretim elemanlarının görevlendirilmesi, öğrenimin ve öğretimin
hürriyet ve teminat içinde ve çağdaş bilim ve teknoloji gereklerine göre yürütülmesi,
Yükseköğretim Kuruluna ve üniversitelere Devletin sağladığı malî kaynakların
kullanılması kanunla düzenlenir.
Vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları, malî ve idarî konuları
dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik
yönlerinden, Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasada belirtilen
hükümlere tâbidir.
2. Yükseköğretim üst kuruluşları
MADDE 131. – Yükseköğretim kurumlarının öğretimini planlamak, düzenlemek, yönetmek,
denetlemek, yükseköğretim kurumlarındaki eğitim-öğretim ve bilimsel araştırma
faaliyetlerini yönlendirmek, bu kurumların kanunda belirtilen amaç ve ilkeler
doğrultusunda kurulmasını, geliştirilmesini ve üniversitelere tahsis edilen
kaynakların etkili bir biçimde kullanılmasını sağlamak ve öğretim elemanlarının
yetiştirilmesi için planlama yapmak maksadı ile Yükseköğretim Kurulu kurulur.
Yükseköğretim Kurulu, üniversiteler, Bakanlar Kurulu ve Genelkurmay Başkanlığınca
seçilen ve sayıları, nitelikleri ve seçilme usulleri kanunla belirlenen adaylar
arasından rektörlük ve öğretim üyeliğinde başarılı hizmet yapmış profesörlere
öncelik vermek sureti ile Cumhurbaşkanınca atanan üyeler ve Cumhurbaşkanınca
doğrudan doğruya seçilen üyelerden kurulur.
Kurulun teşkilatı, görev, yetki, sorumluluğu ve çalışma esasları kanunla düzenlenir.
3. Yükseköğretim kurumlarından özel hükümlere tâbi olanlar
MADDE 132. – Türk Silahlı Kuvvetleri ve emniyet teşkilatına bağlı yükseköğretim
kurumları özel kanunlarının hükümlerine tâbidir.
F. Radyo ve televizyon kuruluşları ve kamuyla ilişkili haber ajansları(*)
MADDE 133. – (Değişik: 8.7.1993-3913/1 md.) Radyo ve televizyon istasyonları
kurmak ve işletmek kanunla düzenlenecek şartlar çerçevesinde serbesttir.
Devletçe kamu tüzelkişiliği olarak kurulan tek radyo ve televizyon kurumu ile
kamu tüzelkişilerinden yardım gören haber ajanslarının özerkliği ve yayınlarının
tarafsızlığı esastır.
G. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu
MADDE 134. – Atatürkçü düşünceyi, Atatürk ilke ve inkılâplarını, Türk kültürünü,
Türk tarihini ve Türk dilini bilimsel yoldan araştırmak, tanıtmak ve yaymak
ve yayınlar yapmak amacıyla; Atatürk’ün manevî himayelerinde, Cumhurbaşkanının
gözetim ve desteğinde, Başbakanlığa bağlı; Atatürk Araştırma Merkezi, Türk Dil
Kurumu, Türk Tarih Kurumu ve Atatürk Kültür Merkezinden oluşan, kamu tüzelkişiliğine
sahip “Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu” kurulur.
Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu için Atatürk’ün vasiyetnamesinde belirtilen
malî menfaatler saklı olup kendilerine tahsis edilir.
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun; kuruluşu, organları, çalışma
usulleri ve özlük işleri ile kuruluşuna dahil kurumlar üzerindeki yetkileri
kanunla düzenlenir.
H. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları
MADDE 135. – Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları;
belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî
faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini
sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde
dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlâkını korumak
maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen
usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzelkişilikleridir.
Kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadî teşebbüslerinde aslî ve sürekli
görevlerde çalışanların meslek kuruluşlarına girme mecburiyeti aranmaz.
(Değişik: 23.7.1995-4121/13 md.) Bu meslek kuruluşları, kuruluş amaçları dışında
faaliyette bulunamazlar.
(Değişik: 23.7.1995-4121/13 md.) Bu meslek kuruluşları ve üst kuruluşları organlarının
seçimlerinde siyasî partiler aday gösteremezler.
(Değişik: 23.7.1995-4121/13 md.) Bu meslek kuruluşları üzerinde Devletin idarî
ve malî denetimine ilişkin kurallar kanunla düzenlenir.
(Değişik: 23.7.1995-4121/13 md.) Amaçları dışında faaliyet gösteren meslek kuruluşlarının
sorumlu organlarının görevine, kanunun belirlediği merciin veya Cumhuriyet savcısının
istemi üzerine mahkeme kararıyla son verilir ve yerlerine yenileri seçtirilir.
(Değişik: 23.7.1995-4121/13 md.) Ancak, millî güvenliğin, kamu düzeninin, suç
işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde
gecikmede sakınca varsa, kanunla bir merci, meslek kuruluşlarını veya üst kuruluşlarını
faaliyetten men ile yetkilendirilebilir. Bu merciin kararı, yirmidört saat içerisinde
görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar;
aksi halde, bu idarî karar kendiliğinden yürürlükten kalkar.
İ. Diyanet İşleri Başkanlığı
MADDE 136. – Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, lâiklik
ilkesi doğrultusunda, bütün siyasî görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve
milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen
görevleri yerine getirir.
J. Kanunsuz emir
MADDE 137. – Kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan
kimse, üstünden aldığı emri, yönetmelik, tüzük, kanun veya Anayasa hükümlerine
aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Ancak,
üstü emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, emir yerine getirilir;
bu halde, emri yerine getiren sorumlu olmaz.
Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine geti-rilmez; yerine getiren
kimse sorumluluktan kurtulamaz.
Askerî hizmetlerin görülmesi ve acele hallerde kamu düzeni ve kamu güvenliğinin
korunması için kanunla gösterilen istisnalar saklıdır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Yargı
I. Genel hükümler
A. Mahkemelerin bağımsızlığı
MADDE 138. – Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka
uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler.
Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere
ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde
bulunamaz.
Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması
ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.
Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır;
bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların
yerine getirilmesini geciktiremez.
B. Hâkimlik ve savcılık teminatı
MADDE 139. – Hâkimler ve savcılar azlolunamaz, kendileri istemedikçe Anayasada
gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması
sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz.
Meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlar, görevini
sağlık bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılanlar veya meslekte
kalmalarının uygun olmadığına karar verilenler hakkında kanundaki istisnalar
saklıdır.
C. Hâkimlik ve savcılık mesleği
MADDE 140. – Hâkimler ve savcılar adlî ve idarî yargı hâkim ve savcıları olarak
görev yaparlar. Bu görevler meslekten hâkim ve savcılar eliyle yürütülür.
Hâkimler, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre görev
ifa ederler.
Hâkim ve savcıların nitelikleri, atanmaları, hakları ve ödevleri, aylık ve ödenekleri,
meslekte ilerlemeleri, görevlerinin ve görev yerlerinin geçici veya sürekli
olarak değiştirilmesi, haklarında disiplin kovuşturması açılması ve disiplin
cezası verilmesi, görevleriyle ilgili veya görevleri sırasında işledikleri suçlarından
dolayı soruşturma yapılması ve yargılanmalarına karar verilmesi, meslekten çıkarmayı
gerektiren suçluluk veya yetersizlik halleri ve meslek içi eğitimleri ile diğer
özlük işleri mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre
kanunla düzenlenir.
Hâkimler ve savcılar altmışbeş yaşını bitirinceye kadar hizmet görürler; Askerî
hâkimlerin yaş haddi, yükselme ve emeklilikleri kanunda gösterilir.
Hâkimler ve savcılar, kanunda belirtilenlerden başka, resmî ve özel hiçbir görev
alamazlar.
Hâkimler ve savcılar idarî görevleri yönünden Adalet Bakanlığına bağlıdırlar.
Hâkim ve savcı olup da adalet hizmetindeki idarî görevlerde çalışanlar, hâkimler
ve savcılar hakkındaki hükümlere tâbidirler. Bunlar, hâkimler ve savcılara ait
esaslar dairesinde sınıflandırılır ve derecelendirilirler, hâkimlere ve savcılara
tanınan her türlü haklardan yararlanırlar.
D. Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması
MADDE 141. – Mahkemelerde duruşmalar herkese açıktır. Duruşmaların bir kısmının
veya tamamının kapalı yapılmasına ancak genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin
kesin olarak gerekli kıldığı hallerde karar verilebilir.
Küçüklerin yargılanması hakkında kanunla özel hükümler konulur.
Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.
Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir.
E. Mahkemelerin kuruluşu
MADDE 142. – Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama
usulleri kanunla düzenlenir.
F. Devlet Güvenlik Mahkemeleri
MADDE 143. – Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, hür demokratik
düzen ve nitelikleri Anayasada belirtilen Cumhuriyet aleyhine işlenen ve doğrudan
doğruya Devletin iç ve dış güvenliğini ilgilendiren suçlara bakmakla görevli
Devlet Güvenlik Mahkemeleri kurulur. (Ek cümle: 18.6.1999-4388/1 md.) Ancak,
sıkıyönetim ve savaş haline ilişkin hükümler saklıdır.
(Değişik: 18.6.1999-4388/1 md.) Devlet Güvenlik Mahkemesinde bir Başkan, iki
asıl ve bir yedek üye ile Cumhuriyet başsavcısı ve yeteri kadar Cumhuriyet savcısı
bulunur.
(Değişik: 18.6.1999-4388/1 md.) Başkan, iki asıl ve bir yedek üye ile Cumhuriyet
başsavcısı, birinci sınıfa ayrılmış hâkim ve Cumhuriyet savcıları arasından;
Cumhuriyet savcıları ise, diğer Cumhuriyet savcıları arasından Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulunca özel kanunda gösterilen usule göre 4 yıl için atanırlar, süresi
bitenler yeniden atanabilirler.
Devlet Güvenlik Mahkemeleri kararlarının temyiz mercii Yargıtaydır.
Devlet Güvenlik Mahkemelerinin işleyişi, görev ve yetkileri ve yargılama usulleri
ile ilgili diğer hükümler, kanunda gösterilir.
(Son fıkra mülga: 18.6.1999-4388/1 md.)
G. Hâkim ve savcıların denetimi
MADDE 144. – Hâkim ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmeliklere ve
genelgelere (Hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp
yapmadıklarını denetleme; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç
işleyip işlemediklerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup
uymadığını araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma, Adalet
Bakanlığının izni ile adalet müfettişleri tarafından yapılır. Adalet Bakanı
soruşturma ve inceleme işlemlerini, hakkında soruşturma ve inceleme yapılacak
olandan daha kıdemli hâkim veya savcı eliyle de yaptırabilir.
H. Askerî yargı
MADDE 145. – Askerî yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından
yürütülür. Bu mahkemeler, asker kişilerin; askerî olan suçları ile bunların
asker kişiler aleyhine veya askerî mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri
ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler.
Askerî mahkemeler, asker olmayan kişilerin özel kanunda belirtilen askerî suçları
ile kanunda gösterilen görevlerini ifa ettikleri sırada veya kanunda gösterilen
askerî mahallerde askerlere karşı işledikleri suçlara da bakmakla görevlidirler.
Askerî mahkemelerin savaş veya sıkıyönetim hallerinde hangi suçlar ve hangi
kişiler bakımından yetkili oldukları; kuruluşları ve gerektiğinde bu mahkemelerde
adlî yargı hâkim ve savcılarının görevlendirilmeleri kanunla düzenlenir.
Askerî yargı organlarının kuruluşu, işleyişi, askerî hâkimlerin özlük işleri
askerî savcılık görevlerini yapan askerî hâkimlerin mahkemesinde görevli bulundukları
komutanlık ile ilişkileri, mahkemelerin bağımsızlığı, hâkimlik teminatı, askerlik
hizmetinin gereklerine göre kanunla düzenlenir. Kanun, ayrıca askerî hâkimlerin
yargı hizmeti dışındaki askerî hizmetler yönünden askerî hizmetlerin gereklerine
göre teşkilatında görevli bulundukları komutanlık ile olan ilişkilerini de gösterir.
II. Yüksek mahkemeler
A. Anayasa Mahkemesi
1. Kuruluşu
MADDE 146. – Anayasa Mahkemesi onbir asıl ve dört yedek üyeden kurulur.
Cumhurbaşkanı, iki asıl ve iki yedek üyeyi Yargıtay, iki asıl ve bir yedek üyeyi
Danıştay, birer asıl üyeyi Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ve
Sayıştay genel kurullarınca kendi Başkan ve üyeleri arasından üye tamsayılarının
salt çoğunluğu ile her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden; bir asıl
üyeyi ise Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi olma-yan yükseköğretim kurumları
öğretim üyeleri içinden göstereceği üç aday arasından; üç asıl ve bir yedek
üyeyi üst kademe yöneticileri ile avukatlar arasından seçer.
Yükseköğretim kurumları öğretim üyeleri ile üst kademe yöneticileri ve avukatların
Anayasa Mahkemesine asıl ve yedek üye seçilebilmeleri için, kırk yaşını doldurmuş,
yükseköğrenim görmüş veya öğrenim kurumlarında en az onbeş yıl öğretim üyeliği
veya kamu hizmetinde en az onbeş yıl fiilen çalışmış veya en az onbeş yıl avukatlık
yapmış olmak şarttır.
Anayasa Mahkemesi, asıl üyeleri arasından gizli oyla ve üye tamsayısının salt
çoğunluğu ile dört yıl için bir Başkan ve bir Başkanvekili seçer. Süresi bitenler
yeniden seçilebilirler.
Anayasa Mahkemesi üyeleri, aslî görevleri dışında resmî veya özel hiçbir görev
alamazlar.
2. Üyeliğin sona ermesi
MADDE 147. – Anayasa Mahkemesi üyeleri altmışbeş yaşını doldurunca emekliye
ayrılırlar.
Anayasa Mahkemesi üyeliği, bir üyenin hâkimlik mesleğinden çıkarılmayı gerektiren
bir suçtan dolayı hüküm giymesi halinde kendiliğinden; görevini sağlık bakımından
yerine getiremeyeceğinin kesin olarak anlaşılması halinde de, Anayasa Mahkemesi
üye tamsayısının salt çoğunluğunun kararı ile sona erer.
3. Görev ve yetkileri
MADDE 148. – Anayasa Mahkemesi, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından
uygunluğunu denetler. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler
ve denetler. Ancak, olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan
kanun hükmünde kararnamelerin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı
iddiasıyla, Anayasa Mahkemesinde dava açılamaz.
Kanunların şekil bakımından denetlenmesi, son oylamanın, öngörülen çoğunlukla
yapılıp yapılmadığı; Anayasa değişikliklerinde ise, teklif ve oylama çoğunluğuna
ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır.
Şekil bakımından denetleme, Cumhurbaşkanınca veya Türkiye Büyük Millet Meclisi
üyelerinin beşte biri tarafından istenebilir. Kanunun yayımlandığı tarihten
itibaren on gün geçtikten sonra, şekil bozukluğuna dayalı iptal davası açılamaz;
def’i yoluyla da ileri sürülemez.
Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanını, Bakanlar Kurulu üyelerini, Anayasa Mahkemesi,
Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Başkan ve
üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan
dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar.
Yüce Divanda, savcılık görevini Cumhuriyet Başsavcısı veya Cumhuriyet Başsavcıvekili
yapar.
Yüce Divan kararları kesindir.
Anayasa Mahkemesi, Anayasa ile verilen diğer görevleri de yerine getirir.
4. Çalışma ve yargılama usulü
MADDE 149. – (Değişik: 3.10.2001-4709/33 md.) Ana-yasa Mahkemesi, Başkan ve
on üye ile toplanır, salt çoğunluk ile karar verir. Anayasa değişikliklerinde
iptale ve siyasî parti davalarında kapatılmaya karar verebilmesi için beşte
üç oy çokluğu şarttır.
Şekil bozukluğuna dayalı iptal davaları Anayasa Mahkemesince öncelikle incelenip
karara bağlanır.
Anayasa Mahkemesinin kuruluşu ve yargılama usulleri kanunla; mahkemenin çalışma
esasları ve üyeleri arasındaki işbölümü kendi yapacağı İçtüzükle düzenlenir.
Anayasa Mahkemesi Yüce Divan sıfatıyla baktığı davalar dışında kalan işleri
dosya üzerinde inceler. Ancak, gerekli gördüğü hallerde sözlü açıklamalarını
dinlemek üzere ilgilileri ve konu üzerinde bilgisi olanları çağırabilir (Ek
ibare: 23.7.1995-4121/14 md.) ve siyasî partilerin temelli kapatılması veya
kapatılmasına ilişkin davalarda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısından sonra kapatılması
istenen siyasî partinin genel başkanlığının veya tayin edeceği bir vekilin savunmasını
dinler.
5. İptal davası
MADDE 150. – Kanunların, kanun hükmündeki kararnamelerin, Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünün veya bunların belirli madde ve hükümlerinin şekil ve esas
bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesinde doğrudan doğruya
iptal davası açabilme hakkı, Cumhur-başkanına, iktidar ve anamuhalefet partisi
Meclis grupları ile Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az beşte
biri tutarındaki üyelere aittir. İktidarda birden fazla siyasî partinin bulunması
halinde, iktidar partilerinin dava açma hakkını en fazla üyeye sahip olan parti
kullanır.
6. Dava açma süresi
MADDE 151. – Anayasa Mahkemesinde doğrudan doğruya iptal davası açma hakkı,
iptali istenen kanun, kanun hükmünde kararname veya İçtüzüğün Resmî Gazetede
yayımlanmasından başlayarak altmış gün sonra düşer.
7. Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi
MADDE 152. – Bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya kanun
hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan
birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddî olduğu kanısına varırsa, Anayasa
Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır.
Mahkeme, Anayasaya aykırılık iddiasını ciddî görmezse bu iddia, temyiz merciince
esas hükümle birlikte karara bağlanır.
Anayasa Mahkemesi, işin kendisine gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını
verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmezse mahkeme davayı yürürlükteki
kanun hükümlerine göre sonuçlandırır. Ancak, Anayasa Mahkemesinin kararı, esas
hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak zorundadır.
Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği red kararının Resmî Gazetede
yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı
iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz.
8. Anayasa Mahkemesinin kararları
MADDE 153. – Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir. İptal kararları gerekçesi
yazılmadan açıklanamaz.
Anayasa Mahkemesi bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tamamını veya bir
hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol
açacak biçimde hüküm tesis edemez.
Kanun, kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya
da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte
yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe
gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazetede yayımlandığı
günden başlayarak bir yılı geçemez.
İptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda, Türkiye Büyük Millet
Meclisi, iptal kararının ortaya çıkardığı hukukî boşluğu dolduracak kanun tasarı
veya teklifini öncelikle görüşüp karara bağlar.
İptal kararları geriye yürümez.
Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme
ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.
B. Yargıtay
MADDE 154. – Yargıtay, adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adlî
yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla
gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.
Yargıtay üyeleri, birinci sınıfa ayrılmış adlî yargı hâkim ve Cumhuriyet savcıları
ile bu meslekten sayılanlar arasından Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca
üye tamsayısının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir.
Yargıtay Birinci Başkanı, birinci başkanvekilleri ve daire başkanları kendi
üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ve
gizli oyla dört yıl için seçilirler; süresi bitenler yeniden seçilebilirler.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhuriyet Başsavcıvekili, Yargıtay Genel
Kurulunun kendi üyeleri arasından gizli oyla belirleyeceği beşer aday arasından
Cumhur-başkanı tarafından dört yıl için seçilirler. Süresi bitenler yeniden
seçilebilirler.
Yargıtayın kuruluşu, işleyişi, Başkan, başkanvekilleri, daire başkanları ve
üyeleri ile Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhuriyet Başsavcıvekilinin nitelikleri
ve seçim usulleri, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına
göre kanunla düzenlenir.
C. Danıştay
MADDE 155. – Danıştay, idarî mahkemelerce verilen ve kanunun başka bir idarî
yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla
gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.
(Değişik: 13.8.1999-4446/3 md.) Danıştay, davaları görmek, Başbakan ve Bakanlar
Kurulunca gönderilen kanun tasarıları, kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma
ve sözleşmeleri hakkında iki ay içinde düşüncesini bildirmek, tüzük tasarılarını
incelemek, idarî uyuşmazlıkları çözmek ve kanunla gösterilen diğer işleri yapmakla
görevlidir.
Danıştay üyelerinin dörtte üçü, birinci sınıf idarî yargı hâkim ve savcıları
ile bu meslekten sayılanlar arasından Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu; dörtte
biri, nitelikleri kanunda belirtilen görevliler arasından Cumhurbaşkanı; tarafından
seçilir.
Danıştay Başkanı, Başsavcı, başkanvekilleri ve daire başkanları, kendi üyeleri
arasından Danıştay Genel Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli
oyla dört yıl için seçilirler. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler.
Danıştayın, kuruluşu, işleyişi, Başkan, Başsavcı, başkanvekilleri, daire başkanları
ile üyelerinin nitelikleri ve seçim usulleri, idarî yargının özelliği, mahkemelerin
bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
D. Askerî Yargıtay
MADDE 156. – Askerî Yargıtay, askerî mahkemelerden verilen karar ve hükümlerin
son inceleme merciidir. Ayrıca, asker kişilerin kanunla gösterilen belli davalarına
ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.
Askerî Yargıtay üyeleri birinci sınıf askerî hâkimler arasından Askerî Yargıtay
Genel Kurulunun üye tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla her boş yer için
göstereceği üçer aday içinden Cumhurbaşkanınca seçilir.
Askerî Yargıtay Başkanı, Başsavcısı, İkinci Başkanı ve daire başkanları Askerî
Yargıtay üyeleri arasından rütbe ve kıdem sırasına göre atanırlar.
Askerî Yargıtayın kuruluşu, işleyişi, mensuplarının disiplin ve özlük işleri,
mahkemelerin bağımsızlığı, hâkimlik teminatı ve askerlik hizmetlerinin gereklerine
göre kanunla düzenlenir.
E. Askerî Yüksek İdare Mahkemesi
MADDE 157. – Askerî Yüksek İdare Mahkemesi, askerî olmayan makamlarca tesis
edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askerî hizmete ilişkin idarî
işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son
derece mahkemesidir. Ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin
asker kişi olması şartı aranmaz.
Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin askerî hâkim sınıfından olan üyeleri, mahkemenin
bu sınıftan olan başkan ve üyeleri tamsayısının salt çoğunluğu ve gizli oy ile
birinci sınıf askerî hâkimler arasından her boş yer için gösterilecek üç aday
içinden; hâkim sınıfından olmayan üyeleri, rütbe ve nitelikleri kanunda gösterilen
subaylar arasından, Genelkurmay Başkan-lığınca her boş yer için gösterilecek
üç aday içinden Cumhur-başkanınca seçilir.
Askerî hâkim sınıfından olmayan üyelerin görev süresi en fazla dört yıldır.
Mahkemenin Başkanı, Başsavcı ve daire başkanları hâkim sınıfından olanlar arasından
rütbe ve kıdem sırasına göre atanırlar.
Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin kuruluşu, işleyişi, yargılama usulleri, mensuplarının
disiplin ve özlük işleri, mahkemelerin bağımsızlığı, hâkimlik teminatı ve askerlik
hizmetlerinin gereklerine göre kanunla düzenlenir.
F. Uyuşmazlık Mahkemesi
MADDE 158. – Uyuşmazlık Mahkemesi, adlî, idarî ve askerî yargı mercileri arasındaki
görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir.
Uyuşmazlık Mahkemesinin kuruluşu, üyelerinin nitelikleri ve seçimleri ile işleyişi
kanunla düzenlenir. Bu mahkemenin Başkanlığını Anayasa Mahkemesince, kendi üyeleri
arasından görevlendirilen üye yapar.
Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa
Mahkemesinin kararı esas alınır.
III. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
MADDE 159. – Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve
hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar.
Kurulun Başkanı, Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabiî
üyesidir. Kurulun üç asıl ve üç yedek üyesi Yargıtay Genel Kurulunun, iki asıl
ve iki yedek üyesi Danıştay Genel Kurulunun kendi üyeleri arasından, her üyelik
için gösterecekleri üçer aday içinden Cumhurbaşkanınca, dört yıl için seçilir.
Süresi biten üyeler yeniden seçilebilirler. Kurul, seçimle gelen asıl üyeleri
arasından bir başkanvekili seçer.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu; adlî ve idarî yargı hâkim ve savcılarını
mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci
sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında
karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar.Adalet
Bakanlığının, bir mahkemenin veya bir hâkimin veya savcının kadrosunun kaldırılması
veya bir mahkemenin yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini
karara bağlar. Ayrıca Anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirir.
Kurul kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz.
Kurulun görevlerini yerine getirmesi, seçim ve çalışma usulleriyle itirazların
Kurul bünyesinde incelenmesi esasları kanunla düzenlenir.
Adalet Bakanlığının merkez kuruluşunda geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak
hâkim ve savcıların muvafakatlarını alarak atama yetkisi Adalet Bakanına aittir.
Adalet Bakanı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun ilk toplantısında onaya
sunulmak üzere, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde hizmetin aksamaması için
hâkim ve savcıları geçici yetki ile görevlendirebilir.
IV. Sayıştay
MADDE 160. – Sayıştay, genel ve katma bütçeli dairelerin bütün gelir ve giderleri
ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek ve sorumluların
hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen inceleme, denetleme
ve hükme bağlama işlerini yapmakla görevlidir. Sayıştayın kesin hükümleri hakkında
ilgililer yazılı bildirim tarihinden itibaren onbeş gün içinde bir kereye mahsus
olmak üzere karar düzeltilmesi isteminde bulunabilirler. Bu kararlar dolayısıyla
idarî yargı yoluna başvurulamaz.
Vergi, benzeri malî yükümlülükler ve ödevler hakkında Danıştay ile Sayıştay
kararları arasındaki uyuşmazlıklarda Danıştay kararları esas alınır.
Sayıştayın kuruluşu, işleyişi, denetim usulleri, mensuplarının nitelikleri,
atanmaları, ödev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri ve diğer özlük işleri,
Başkan ve üyelerinin teminatı kanunla düzenlenir.
Silahlı Kuvvetler elinde bulunan Devlet mallarının Türkiye Büyük Millet Meclisi
adına denetlenmesi usulleri, Millî Savunma hizmetlerinin gerektirdiği gizlilik
esaslarına uygun olarak kanunla düzenlenir.
DÖRDÜNCÜ KISIM
Malî ve Ekonomik Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
Malî Hükümler
I. Bütçe
A. Bütçenin hazırlanması ve uygulanması
MADDE 161. – Devletin ve kamu iktisadî teşebbüsleri dışındaki kamu tüzelkişilerinin
harcamaları, yıllık bütçelerle yapılır.
Malî yıl başlangıcı ile genel ve katma bütçelerin nasıl hazırlanacağı ve uygulanacağı
kanunla belirlenir.
Kanun, kalkınma planları ile ilgili yatırımlar veya bir yıldan fazla sürecek
iş ve hizmetler için özel süre ve usuller koyabilir.
Bütçe kanununa, bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz.
B. Bütçenin görüşülmesi
MADDE 162. – Bakanlar Kurulu, genel ve katma bütçe tasarıları ile millî bütçe
tahminlerini gösteren raporu, malî yıl başından en az yetmişbeş gün önce, Türkiye
Büyük Millet Meclisine sunar.
Bütçe tasarıları ve rapor, kırk üyeden kurulu Bütçe Komisyonunda incelenir.
Bu komisyonun kuruluşunda, iktidar grubuna veya gruplarına en az yirmibeş üye
verilmek şartı ile, siyasî parti gruplarının ve bağımsızların oranlarına göre
temsili göz önünde tutulur.
Bütçe Komisyonunun ellibeş gün içinde kabul edeceği metin, Türkiye Büyük Millet
Meclisinde görüşülür ve malî yıl başına kadar karara bağlanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Genel Kurulda, bakanlık ve daire bütçeleriyle
katma bütçeler hakkında düşüncelerini, her bütçenin tümü üzerindeki görüşmeler
sırasında açıklarlar; bölümler ve değişiklik önergeleri, üzerinde ayrıca görüşme
yapılmaksızın okunur ve oya konur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, bütçe kanunu tasarılarının Genel Kurulda
görüşülmesi sırasında, gider artırıcı veya gelirleri azaltıcı önerilerde bulunamazlar.
C. Bütçelerde değişiklik yapılabilme esasları
MADDE 163. – Genel ve katma bütçelerle verilen ödenek, harcanabilecek miktarın
sınırını gösterir. Harcanabilecek miktar sınırının Bakanlar Kurulu kararıyla
aşılabileceğine dair bütçelere hüküm konulamaz. Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde
kararname ile bütçede değişiklik yapmak yetkisi verilemez. Carî yıl bütçesindeki
ödenek artışını öngören değişiklik tasarılarında ve carî ve ileriki yıl bütçelerine
malî yük getirecek nitelikteki kanun tasarı ve tekliflerinde, belirtilen giderleri
karşılayabilecek malî kaynak gösterilmesi zorunludur.
D. Kesinhesap
MADDE 164. – Kesinhesap kanunu tasarıları, kanunda daha kısa bir süre kabul
edilmemiş ise, ilgili oldukları malî yılın sonundan başlayarak, en geç yedi
ay sonra, Bakanlar Kurulunca Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Sayıştay,
genel uygunluk bildirimini, ilişkin olduğu kesinhesap kanunu tasarısının verilmesinden
başlayarak en geç yetmişbeş gün içinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar.
Kesinhesap kanunu tasarısı, yeni yıl bütçe kanunu tasarısıyla birlikte Bütçe
Komisyonu gündemine alınır. Bütçe Komis-yonu, bütçe kanunu tasarısıyla kesinhesap
kanunu tasarısını Genel Kurula birlikte sunar, Genel Kurul, kesinhesap kanunu
tasarısını, yeni yıl bütçe kanunu tasarısıyla beraber görüşerek karara bağlar.
Kesinhesap kanunu tasarısı ve genel uygunluk bildiriminin Türkiye Büyük Millet
Meclisine verilmiş olması, ilgili yıla ait Sayıştayca sonuçlandırılamamış denetim
ve hesap yargılamasını önlemez ve bunların karara bağlandığı anlamına gelmez.
E. Kamu iktisadî teşebbüslerinin denetimi
MADDE 165. – Sermayesinin yarısından fazlası doğrudan doğruya veya dolaylı olarak
Devlete ait olan kamu kuruluş ve ortaklıklarının Türkiye Büyük Millet Meclisince
denetlenmesi esasları kanunla düzenlenir.
İKİNCİ BÖLÜM
Ekonomik Hükümler
I. Planlama
MADDE 166. – Ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı, özellikle sanayiin ve
tarımın yurt düzeyinde dengeli ve uyumlu biçimde hızla gelişmesini, ülke kaynaklarının
döküm ve değerlendirilmesini yaparak verimli şekilde kullanılmasını planlamak,
bu amaçla gerekli teşkilatı kurmak Devletin görevidir.
Planda millî tasarrufu ve üretimi artırıcı, fiyatlarda istikrar ve dış ödemelerde
dengeyi sağlayıcı, yatırım ve istihdamı geliştirici tedbirler öngörülür; yatırımlarda
toplum yararları ve gerekleri gözetilir; kaynakların verimli şekilde kullanılması
he-def alınır. Kalkınma girişimleri, bu plana göre gerçekleştirilir.
Kalkınma planlarının hazırlanmasına, Türkiye Büyük Millet Meclisince onaylanmasına,
uygulanmasına, değiştirilmesine ve bütünlüğünü bozacak değişikliklerin önlenmesine
ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.
II. Piyasaların denetimi ve dış ticaretin düzenlenmesi
MADDE 167. – Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı
ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır; piyasalarda
fiilî veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler.
Dış ticaretin ülke ekonomisinin yararına olmak üzere düzenlenmesi amacıyla ithalat,
ihracat ve diğer dış ticaret işlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümlülükler
dışında ek malî yükümlülükler koymaya ve bunları kaldırmaya kanunla Bakanlar
Kuruluna yetki verilebilir.
III. Tabiî servetlerin ve kaynakların aranması ve işletilmesi
MADDE 168. – Tabiî servetler ve kaynaklar Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.
Bunların aranması ve işletilmesi hakkı Devlete aittir. Devlet bu hakkını belli
bir süre için, gerçek ve tüzelkişilere devredebilir. Hangi tabiî servet ve kaynağın
arama ve işletmesinin, Devletin gerçek ve tüzelkişilerle ortak olarak veya doğrudan
gerçek ve tüzelkişiler eliyle yapılması, kanunun açık iznine bağlıdır. Bu durumda
gerçek ve tüzelkişilerin uyması gereken şartlar ve Devletçe yapılacak gözetim,
denetim usul ve esasları ve müeyyideler kanunda gösterilir.
IV. Ormanlar ve orman köylüsü
A. Ormanların korunması ve geliştirilmesi
MADDE 169. – Devlet, ormanların korunması ve saha-larının genişletilmesi için
gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman
yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün
ormanların gözetimi Devlete aittir.
Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe
yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı
dışında irtifak hakkına konu olamaz.
Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların
tahrip edilmesine yol açan siyasî propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları
için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak
amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.
Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen,
aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerler
ile 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam
olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında
veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler, şehir,
kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında, orman sınırlarında
daraltma yapılamaz.
B. Orman köylüsünün korunması
MADDE 170. – Ormanlar içinde veya bitişiğindeki köyler halkının kalkındırılması,
ormanların ve bütünlüğünün korunması bakımlarından, ormanın gözetilmesi ve işletilmesinde
Devletle bu halkın işbirliğini sağlayıcı tedbirlerle, 31.12.1981 tarihinden
önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tamamen kaybetmiş yerlerin değerlendirilmesi;
bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen yerlerin
tespiti ve orman sınırları dışına çıkartılması; orman içindeki köyler halkının
kısmen veya tamamen bu yerlere yerleştirilmesi için Devlet eliyle anılan yerlerin
ihya edilerek bu halkın yararlanmasına tahsisi kanunla düzenlenir.
Devlet, bu halkın işletme araç ve gereçleriyle diğer girdilerinin sağlanmasını
kolaylaştırıcı tedbirleri alır.
Orman içinden nakledilen köyler halkına ait araziler, Devlet ormanı olarak derhal
ağaçlandırılır.
V. Kooperatifçiliğin geliştirilmesi
MADDE 171. – Devlet, millî ekonominin yararlarını dikkate alarak, öncelikle
üretimin artırılmasını ve tüketicinin korunmasını amaçlayan kooperatifçiliğin
gelişmesini sağlayacak tedbirleri alır.
(Son fıkra mülga: 23.7.1995-4121/15 md.)
VI. Tüketiciler ile esnaf ve sanatkârların korunması
A. Tüketicilerin korunması
MADDE 172. – Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır, tüketicilerin
kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder.
B. Esnaf ve sanatkârların korunması
MADDE 173. – Devlet, esnaf ve sanatkârı koruyucu ve destekleyici tedbirleri
alır.
BEŞİNCİ KISIM
Çeşitli Hükümler
I. İnkılâp kanunlarının korunması
MADDE 174. – Anayasanın hiçbir hükmü, Türk top-lumunu çağdaş uygarlık seviyesinin
üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyetinin lâiklik niteliğini koruma amacını güden,
aşağıda gösterilen inkılâp kanunlarının, Anayasanın halkoyu ile kabul edildiği
tarihte yürürlükte bulunan hükümlerinin, Ana-yasaya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamaz
ve yorumlanamaz :
1. 3 Mart 1340 tarihli ve 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu;
2. 25 Teşrinisâni 1341 tarihli ve 671 sayılı Şapka İktisâsı Hakkında Kanun;
3. 30 Teşrinisâni 1341 tarihli ve 677 sayılı Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin
Seddine ve Türbedarlıklar ile Bir Takım Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun;
4. 17 Şubat 1926 tarihli ve 743 sayılı Türk Kanunu Medenisiyle kabul edilen,
evlenme akdinin evlendirme memuru önünde yapılacağına dair medenî nikâh esası
ile aynı kanunun 110 uncu maddesi hükmü;
5. 20 Mayıs 1928 tarihli ve 1288 sayılı Beynelmilel Erkamın Kabulü Hakkında
Kanun;
6. 1 Teşrinisâni 1928 tarihli ve 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki
Hakkında Kanun;
7. 26 Teşrinisâni 1934 tarihli ve 2590 sayılı Efendi, Bey, Paşa Gibi Lâkap ve
Unvanların Kaldırıldığına Dair Kanun;
8. 3 Kânunuevvel 1934 tarihli ve 2596 sayılı Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine
Dair Kanun.
ALTINCI KISIM
Geçici Hükümler
GEÇİCİ MADDE 1. – Anayasanın, halkoylaması sonucu, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası
olarak kabul edildiğinin usulünce ilânı ile birlikte, halkoylaması tarihindeki
Millî Güvenlik Konseyi Başkanı ve Devlet Başkanı, Cumhurbaşkanı sıfatını kazanarak,
yedi yıllık bir dönem için, Anayasa ile Cumhurbaşkanına tanınan görevleri yerine
getirir ve yetkileri kullanır. 18 Eylül 1980 tarihinde Devlet Başkanı olarak
içtiği and yürürlükte kalır. Yedi yıllık sürenin sonunda Cumhur-başkanlığı seçimi
Anayasada öngörülen hükümlere göre yapılır.
Cumhurbaşkanı, ilk genel seçimler sonucu Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp,
Başkanlık Divanı oluşuncaya kadar, 12 Aralık 1980 gün ve 2356 sayılı Kanunla
teşekkül etmiş olan Millî Güvenlik Konseyinin Başkanlığını da yürütür.
İlk milletvekili genel seçimleri sonunda Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp
göreve başlayıncaya kadar geçecek süre içinde, Cumhurbaşkanlığının herhangi
bir surette boşalması halinde, Millî Güvenlik Konseyinin en kıdemli üyesi, Türkiye
Büyük Millet Meclisi toplanıp Anayasaya göre yeni Cumhur-başkanını seçinceye
kadar, Cumhurbaşkanına vekâlet eder ve O’nun Anayasadaki bütün görevlerini yerine
getirir ve yetkilerini kullanır.
GEÇİCİ MADDE 2. – 12 Aralık 1980 gün ve 2356 sayılı Kanunla kuruluşu gösterilen
Millî Güvenlik Konseyi, Ana-yasaya dayalı olarak hazırlanacak Siyasî Partiler
Kanunu ile Seçim Kanununa göre yapılacak ilk genel seçimler sonucu Türkiye Büyük
Millet Meclisi toplanıp Başkanlık Divanını oluşturuncaya kadar 2324 sayılı Anayasa
Düzeni Hakkında Kanun ve 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında kanunlara göre görevlerini
devam ettirir.
Anayasanın kabulünden sonra 2356 sayılı Kanunun 3 üncü maddesindeki Millî Güvenlik
Konseyi üyeliklerinden birisinin herhangi bir nedenle boşalması halinde doldurulması
usulüne ilişkin hüküm uygulanmaz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp göreve başladıktan sonra, Millî Güvenlik
Konseyi, altı yıllık bir süre için Cumhur-başkanlığı Konseyi haline dönüşür
ve Millî Güvenlik Konseyi üyeleri, Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyesi sıfatını alırlar.
Millî Güvenlik Konseyi üyesi olarak 18 Eylül 1980 tarihinde içtikleri and yürürlükte
kalır. Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyeleri, Ana-yasada Türkiye Büyük Millet Meclisi
üyelerinin haiz bulundukları özlük hakları ile dokunulmazlığına sahip olurlar.
Altı yıllık süre sonunda Cumhurbaşkanlığı Konseyinin hukukî varlığı sona erer.
Cumhurbaşkanlığı Konseyinin görevleri şunlardır :
a) Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edilerek Cumhurbaşkanlığına gönderilen,
Anayasada yazılı temel hak ve hürriyetlere ve ödevlere, lâiklik ilkesine, Atatürk
inkılâplarının, millî güvenliğin ve kamu düzeninin korunmasına, Türkiye Radyo-Televizyon
Kurumuna, milletlerarası andlaşmalara, dış ülkelere silahlı kuvvet gönderilmesine
ve yabancı kuvvetlerin Türkiye’ye kabulüne, olağanüstü yönetime, sıkıyönetim
ve savaş haline dair kanunlar ile Cumhurbaşkanın-ca gerekli görülen diğer kanunları
Cumhurbaşkanına tanınan onbeş günlük sürenin ilk on günü içinde incelemek;
b) Cumhurbaşkanının istemi ve tespit edeceği süre içinde :
Milletvekili genel seçimlerinin yenilenmesine, olağanüstü yönetim yetkisinin
kullanılmasına ve alınacak tedbirlere, Türkiye Radyo-Televizyon Kurumunun yönetim
ve gözetimine, gençliğin yetiştirilmesine ve Diyanet İşlerinin düzenlenmesine
ilişkin konuları incelemek ve görüş bildirmek;
c) Cumhurbaşkanının istemine göre, iç ve dış güvenlik ile gerekli görülen diğer
konularda inceleme ve araştırma yapmak ve sonuçlarını Cumhurbaşkanına sunmak.
GEÇİCİ MADDE 3. – Anayasaya göre yapılacak ilk milletvekili genel seçimi sonucunda
Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp, Başkanlık Divanını oluşturması ile birlikte
:
a) 27 Ekim 1980 gün ve 2324 sayılı Anayasa Düzeni Hakkında Kanun,
b) 12 Aralık 1980 gün ve 2356 sayılı Millî Güvenlik Konseyi Hakkında Kanun,
c) 29 Haziran 1981 gün ve 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanun,
Yürürlükten kalkar ve Millî Güvenlik Konseyi ile Danışma Meclisinin hukukî varlıkları
sona erer.
GEÇİCİ MADDE 4. – (Mülga: 17.5.1987 tarihli 3361 ve 23.5.1987 tarihli 3376 numaralı
kanunlar gereğince, 6 Eylül 1987 tarihinde yapılan halkoylaması sonucunda yürürlükten
kalkmıştır. Halkoylaması sonucunun yayımlandığı Resmî Gazete : 12.9.1987 -19572)
GEÇİCİ MADDE 5. – Yapılacak ilk milletvekili genel seçimi sonucunun Yüksek Seçim
Kurulunca ilânını takip eden onuncu gün, Türkiye Büyük Millet Meclisi Ankara’da,
Türkiye Büyük Millet Meclisi binasında, saat 15.00’de kendiliğinden toplanır.
Bu toplantıya en yaşlı Milletvekili Başkanlık eder. Bu toplantıda milletvekilleri
andiçerler.
GEÇİCİ MADDE 6. – Anayasaya göre kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplantı
ve çalışmaları için kendi içtüzükleri yapılıncaya kadar, Millet Meclisinin 12
Eylül 1980 tarihinden önce yürürlükte olan İçtüzüğünün, Anayasaya aykırı olmayan
hükümleri uygulanır.
GEÇİCİ MADDE 7. – İlk milletvekili genel seçimi sonunda, Türkiye Büyük Millet
Meclisi toplanıp, yeni Bakanlar Kurulu kuruluncaya kadar, iş başında olan Bakanlar
Kurulunun görevi devam eder.
GEÇİCİ MADDE 8. – Anayasa ile kabul edilmiş olan yeni organ, kurum ve kurulların
kuruluş, görev, yetki ve işleyişleri ile ilgili kanunlarla, Anayasada konulması
veya değiştirilmesi öngörülen diğer kanunlar, Anayasanın kabulünden başlayarak
Kurucu Meclisin görev süresi içerisinde, bu süre içerisinde yetiştirilemeyenler,
seçimle gelen Türkiye Büyük Millet Meclisinin ilk toplantısını izleyen bir yıl
sonuna kadar çıkartılır.
GEÇİCİ MADDE 9. – İlk genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet
Meclisinin Başkanlık Divanı kurulduktan sonra altı yıllık süre içinde yapılacak
Anayasa değişikliklerini Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisine geri
gönderebilir. Bu takdirde Türkiye Büyük Millet Meclisinin geri gönderilen Anayasa
değişikliği hakkındaki kanunu, aynen kabul edip tekrar Cumhurbaşkanına gönderebilmesi,
üye tamsayısının dörtte üç çoğunluğunun oyu ile mümkün olabilir.
GEÇİCİ MADDE 10. – Mahallî idare seçimleri en geç Türkiye Büyük Millet Meclisinin
ilk toplantısını izleyen bir yıl içinde yapılır.
GEÇİCİ MADDE 11. – Anayasanın halkoyu ile kabul edildiği tarihte Anayasa Mahkemesi
asıl ve yedek üyesi olanların kadroları ile görevleri devam eder. Bunlardan
Anayasa Mahkemesince belli görevlere seçilenlerin bu suretle kazanmış oldukları
sıfatları saklı kalır.
Anayasa Mahkemesi asıl üye sayısı onbire ininceye kadar boşalan asıl üye kadrosuna,
asıl ve yedek üye sayısı toplamı onbeşe ininceye kadar da boşalan yedek üye
kadrosuna seçim yapılmaz. Anayasa Mahkemesinin yeni düzenlemeye intibakı sağlanıncaya
kadar asıl üye sayısının onbirden, asıl ve yedek üye sayıları toplamının onbeşden
aşağı düşmesi nedeniyle yapılacak seçimlerde bu Anayasanın kabul ettiği esasa
ve sıraya uyulur.
Anayasa Mahkemesi asıl üye sayısı onbire ininceye kadar dava ve işlerde 22.4.1962
gün ve 44 sayılı Kanunun öngördüğü toplanma yeter sayısı uygulanır.
GEÇİCİ MADDE 12. – 13.5.1981 gün ve 2461 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu Kanununun geçici 1 inci maddesi uyarınca Yargıtay ve Danıştaydan Kurulun
asıl ve yedek üyeliğine; 1730 sayılı Yargıtay Kanununa 25.6.1981 gün ve 2483
sayılı Kanunla eklenen geçici madde uyarınca Cumhuriyet Başsavcılığı ile Cumhuriyet
Başsavcıvekilliğine; 6.1.1982 gün ve 2575 sayılı Danıştay Kanununun geçici 14
üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Danıştay Başkanlığına, Başsavcılığına,
başkanvekilliklerine ve daire başkanlıklarına, Devlet Başkanınca seçilmiş bulunanlar,
seçildikleri dönem için bu görevlerine devam ederler.
6.1.1982 gün ve 2576 sayılı Kanunun geçici maddelerinin idarî mahkemeler başkan
ve üyeliklerine atamalara ilişkin hükümleri de saklıdır.
GEÇİCİ MADDE 13. – Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna Yargıtaydan seçilmesi
gereken bir asıl ve bir yedek üyenin seçimleri Anayasanın yürürlüğe girdiği
tarihi izleyen yirmi gün içinde yapılır.
Seçilen üyeler göreve başlayıncaya kadar Kurul, toplantı yeter sayısını oluşturacak
yedek üyenin katılmasıyla çalışma-larını yapar.
GEÇİCİ MADDE 14. – Sendikaların gelirlerini Devlet bankalarında muhafaza etmelerine
ilişkin yükümlülükleri, Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç
iki yıl içinde yerine getirilir.
GEÇİCİ MADDE 15. – 12 Eylül 1980 tarihinden, ilk genel seçimler sonucu toplanacak
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanını oluşturuncaya kadar geçecek
süre içinde, yasama ve yürütme yetkilerini Türk milleti adına kullanan, 2356
sayılı Kanunla kurulu Millî Güvenlik Konseyinin, bu Konseyin yönetimi döneminde
kurulmuş hükümetlerin, 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanunla görev ifa
eden Danışma Meclisinin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı haklarında
cezaî, malî veya hukukî sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi
bir yargı merciine başvurulamaz.
Bu karar ve tasarrufların idarece veya yetkili kılınmış organ, merci ve görevlilerce
uygulanmasından dolayı, karar alanlar, tasarrufta bulunanlar ve uygulayanlar
hakkında da yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır.
(Son fıkra mülga: 3.10.2001-4709/34 md.)
GEÇİCİ MADDE 16. – Anayasanın halkoylamasına ilişkin oy verme kütüğünde ve sandık
listesinde kaydı ve oy kullanma yeterliği bulunduğu halde hukukî veya fiilî
herhangi bir mazereti olmaksızın halkoylamasına katılmayanlar, Anayasanın halkoylamasını
takip eden beş yıl içinde yapılacak genel ve ara seçimleri ile mahallî seçimlere
ve diğer halkoylamalarına katılamazlar, seçimlerde aday olamazlar.
YEDİNCİ KISIM
Son Hükümler
I. Anayasanın değiştirilmesi, seçimlere ve halkoylamasına katılma
MADDE 175. – (Değişik: 17.5.1987 - 3361/3 md.) Anayasanın değiştirilmesi Türkiye
Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte biri tarafından yazıyla teklif
edilebilir. Anayasanın değiştirilmesi hakkındaki teklifler Genel Kurulda iki
defa görüşülür. Değiştirme teklifinin kabulü Meclisin üye tamsayısının beşte
üç çoğunluğunun gizli oyuyla mümkündür.
Anayasanın değiştirilmesi hakkındaki tekliflerin görüşülmesi ve kabulü, bu maddedeki
kayıtlar dışında, kanunların görüşülmesi ve kabulü hakkındaki hükümlere tâbidir.
Cumhurbaşkanı Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları, bir daha görüşülmek
üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderebilir. Meclis, geri gönderilen
Kanunu, üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile aynen kabul ederse Cumhurbaşkanı
bu Kanunu halkoyuna sunabilir.
Meclisce üye tamsayısının beşte üçü ile veya üçte ikisinden az oyla kabul edilen
Anayasa değişikliği hakkındaki Kanun, Cumhurbaşkanı tarafından Meclise iade
edilmediği takdirde halkoyuna sunulmak üzere Resmî Gazetede yayımlanır.
Doğrudan veya Cumhurbaşkanının iadesi üzerine, Meclis üye tamsayısının üçte
iki çoğunluğu ile kabul edilen Anayasa değişikliğine ilişkin kanun veya gerekli
görülen maddeleri Cumhurbaşkanı tarafından halkoyuna sunulabilir. Halkoylamasına
sunulmayan Anayasa değişikliğine ilişkin Kanun veya ilgili maddeler Resmî Gazetede
yayımlanır.
Halkoyuna sunulan Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların yürürlüğe girmesi
için, halkoylamasında kullanılan geçerli oyların yarısından çoğunun kabul oyu
olması gerekir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların kabulü
sırasında, bu Kanunun halkoylamasına sunulması halinde, Anayasanın değiştirilen
hükümlerinden, hangilerinin birlikte hangilerinin ayrı ayrı oylanacağını da
karara bağlar.
Halkoylamasına, milletvekili genel ve ara seçimlerine ve mahallî genel seçimlere
iştiraki temin için, kanunla para cezası dahil gerekli her türlü tedbir alınır.
II. Başlangıç ve kenar başlıklar
MADDE 176. – Anayasanın dayandığı temel görüş ve ilkeleri belirten başlangıç
kısmı, Anayasa metnine dahildir.
Madde kenar başlıkları, sadece ilgili oldukları maddelerin konusunu ve maddeler
arasındaki sıralama ve bağlantıyı gösterir. Bu başlıklar, Anayasa metninden
sayılmaz.
III. Anayasanın yürürlüğe girmesi
MADDE 177. – Bu Anayasa, halkoylaması sonucu kabul edilip Resmî Gazetede yayımlanması
ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasası olur ve aşağıda gösterilen istisnalar ile
bu istisnaların yürürlüğe girmesine ait hükümler dışında bütünüyle yürürlüğe
girer.
a) İKİNCİ KISIM II. Bölümdeki; kişi hürriyeti ve güvenliği, basın ve yayımla
ilgili hükümler, toplantı hak ve hürriyetleri,
III. Bölümdeki çalışma ile ilgili hükümler, toplu iş sözleşmesi, grev hakkı
ve lokavt ile ilgili hükümler,
Bu hükümler yeni kanunları çıkarıldığında veya mevcut kanunlarda değişiklik
yapıldığında ve her halde en geç Türkiye Büyük Millet Meclisi göreve başladığında
yürürlüğe girer. Ancak bu hükümler yürürlüğe girinceye kadar mevcut kanunlar
ve Millî Güvenlik Konseyinin bildiri ve kararları uygulanır.
b) İKİNCİ KISIM’daki; siyasî faaliyette bulunma hakları ile siyasî partilerle
ilgili hükümler, bunlara dayalı olarak yeniden hazırlanacak Siyasî Partiler
Kanununun;
Seçme ve seçilme hakkı ise yine bu hükümlere dayalı olarak hazırlanacak Seçim
Kanununun;
Yayımlanması ile yürürlüğe girer.
c) ÜÇÜNCÜ KISIM’daki; yasama ile ilgili hükümler;
Bu hükümler ilk milletvekili genel seçimi sonucunun ilanı ile birlikte yürürlüğe
girer. Ancak bu bölümdeki Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkilerine
ilişkin hükümleri, 29 Haziran 1981 gün ve 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında
Kanun hükümleri saklı kalmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi göreve başlayıncaya
kadar Millî Güvenlik Konseyince yerine getirilir.
d) ÜÇÜNCÜ KISIM’daki; Cumhurbaşkanı başlığı altındaki görev ve yetkileri ile
Devlet Denetleme Kurulu, Bakanlar Kurulu başlığı altındaki tüzükler, Millî Savunma,
olağanüstü yönetim usulleri, idare başlığı altındaki mahallî idareler ile Atatürk
Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu hariç diğer hükümler ve Devlet Güvenlik Mahkemeleri
hariç yargıya ilişkin bütün hükümler Anayasanın halkoylaması sonucunda kabulünün
Resmî Gazetede ilanı ile birlikte yürürlüğe girer. Cumhurbaşkanı ve Bakanlar
Kuruluna ait yürürlüğe girmeyen hükümler Türkiye Büyük Millet Meclisinin göreve
başlaması ile, mahallî idareler ile Devlet Güvenlik Mahkemelerine ilişkin hükümler
ise ilgili kanunların yayımlanması ile yürürlüğe girer.
e) Anayasanın halkoylaması sonucu kabulünün ilanıyla birlikte yürürlüğe girecek
hükümleri ve mevcut ve kurulacak kurum, kuruluş ve kurullar için yeniden kanun
yapılması veya mevcut kanunlarda değişiklik yapılması gerekiyorsa bunlara ilişkin
işlemler mevcut kanunların Anayasaya aykırı olmayan hükümleri veya doğrudan
Anayasa hükümleri, Anayasanın 11 inci maddesi gereğince uygulanır.
f) Kesinhesap kanunu tasarılarının görüşülme usulünü düzenleyen 164 üncü maddenin
ikinci fıkrası hükmü 1984 yılından itibaren uygulanmaya başlanır.